Bayram sabahları, sadece yeni giysiler giymek, tatlılar yemek ya da büyüklerimizin ellerini öpmek değildir. Bayramlar, küskünlükleri sona erdirmenin, kırgınlıkları bir kenara bırakmanın en güzel vesilelerindendir.
Günlük hayatın koşuşturmacasında bazen farkında olmadan sevdiklerimizi kırar, kalplerini incitiriz. Bazen bir söz, bazen bir davranış, araya mesafeler koyar. Oysa hayat çok kısa ve sevdiklerimiz her şeyden daha kıymetli. Bugün bayram, gelin geçmişi geçmişte bırakalım, affetmeyi bilelim. Bir telefon açalım, bir mesaj atalım ya da kapılarını çalalım.
Bayram, gönülleri birleştirme, dostluğu pekiştirme günüdür. Kırgınlıklarımızı unutup sevgiyle kucaklaştığımızda, gerçek bayramı yaşamış oluruz. Çünkü barışmak, sadece karşımızdakini değil, en çok da kendimizi huzura kavuşturur.
Unutmayalım ki, insan sevgiyle büyür, dostlukla güçlenir. Bayramlar, paylaşmanın ve hoşgörünün en güzel zamanlarıdır. Bir selam, bir sıcak tebessüm bile gönüllerde çiçekler açtırabilir. Belki de uzun zamandır görüşmediğimiz bir dost, affedilmeyi bekleyen bir yakınımız vardır. İşte şimdi tam zamanı!
Belki de çocukluk yıllarımızda olduğu gibi içten bir sarılmanın hasretini çekiyoruz. O eski bayramları hatırlayalım; mahallenin çocuklarıyla kapı kapı dolaştığımız, büyüklerimizin dizinin dibine oturup hikâyelerini dinlediğimiz, anneannelerimizin, dedelerimizin dualarıyla huzur bulduğumuz o güzel günleri… İşte o eski bayramların ruhunu yaşatmak için en büyük adım, gönülleri birleştirmektir.
Hadi, bugün bayram. Barışalım, kucaklaşalım, sevgiyle dolalım! Çünkü bayram, paylaştıkça güzel, bayram, affettikçe anlamlıdır.
Ve unutmayalım, küs geçen bir gün bile kayıptır. O halde birbirimize uzattığımız eli geri çevirmeyelim, sevgiyi ve barışı bayramdan bayrama değil, her gün yaşatalım.