Bazı insanlar doğduğu coğrafyaya, yaşadığı zamana, hatta kendi bedenine bile ait hissetmez. Sanki yanlış bir yerde, yanlış bir zamanda gözlerini açmış gibi… Ben de onlardan biriyim. Dünya bana yabancı, ben dünyaya yabancıyım.
İnsanlar konuşuyor, gülüyor, koşuşturuyor ama ben onların ritmine ayak uyduramıyorum. Bir şarkının yanlış notası gibi eğreti duruyorum bu düzenin içinde. Geceleri gökyüzüne baktığımda, yıldızların soğuk ışığında bir yakınlık arıyorum. Belki de oralardan bir yerden gelmişimdir, belki de ruhum başka bir zamana ait ama yanlışlıkla buraya düşmüşüm.
İnsan ilişkileri bana karmaşık geliyor. Sanki herkes gizli bir dili konuşuyor, ben ise o dili asla öğrenemeyecekmişim gibi… Kalabalıklar içinde yalnızım. Kahkahalar arasında sessizliğimle yankılanıyorum. Herkes ne yapması gerektiğini biliyor gibi görünüyor, bense sürekli yanlış bir sahnede, yanlış bir rolü oynuyormuşum gibi hissediyorum.
Bazen dünya fazla gürültülü geliyor bana, bazen de fazla sessiz. İnsanlar çok konuşuyor ama hiçbiri gerçekten bir şey söylemiyor. Ya da belki ben anlamıyorum. Ben de konuşuyorum, ama söylediklerim hep yanlış yerlere düşüyor, yankılanmadan kayboluyor.
Zaman da bana yabancı. Herkes bir yerlere yetişmeye çalışıyor, bir şeyler inşa ediyor, bir şeyleri geride bırakıyor. Oysa ben zamanın içinde sıkışıp kalmış gibiyim. Geçmişi özlüyorum ama hangi geçmişi, onu bile bilmiyorum. Geleceğe dair umutlanmam gerektiğini söylüyorlar ama ben oraya ait olup olmadığımı bile bilmiyorum.
Belki de yabancılığımın içinde bir anlam vardır. Belki de dünya bana ait değil, çünkü ben de kendime ait değilim. Kimseye kök salmamak bazen özgürlük gibi geliyor. Bir nehir gibi, durmaksızın akıyorum ama vardığım yerleri hiçbir zaman yuvam olarak hissedemiyorum.
Yine de içimde garip bir umut var. Belki bir gün, bir yerde, bir şeyler bana tanıdık gelecek. Belki bir melodi, bir söz, bir bakış, içimdeki bu yabancılığı biraz olsun dindirecek. Belki de bu dünyada olmanın anlamı, kaybolmuş hissetmek ama yine de bir anlam aramaya devam etmektir.

Dünya bana yabancı, ben ona dargın,
Sesim yankılanmaz, çöllerde yalnız.
Zaman akar gider, ben hep yarım,
Bir gölge misali, sessiz ve garibim