Trenden inmiş otobüs bekliyordum. İlk gelen otobüse bindim. Arkamdan gelen bayan sordu.
“Otogara gider mi?”
“Yok!”
“Kaç numara gider?
“Bekleyin gelir.”
Şoför tam hareket edecekti, bir bayan daha geldi.
"Çoban Mustafa Paşa Camiine gidiyor mu?"
"Gidiyor." dedi şoför.
Bayan bindi ve şoför kapıyı kapattığı gibi hareket etti. Kadın biraz sarsılsa da yerine oturabildi. Biraz sonra uyarı ışığı yandı. Şoför durağa yanaştı ve arka kapıyı açtı. Biraz bekledi ama kimse inmedi. Şoför biraz sitemli seslendi.
"Kardeşim inmeyecek yoksa niye basıyorsunuz düğmeye!"
Kimseden ses çıkmıyordu ya da kimse korkusundan “Ben yanlışlıkla bastım. Kusura bakma.” diyemedi. Bir duraktan da durmadan devam ediyordu ki 14 yaşlarında bir çocuk seslendi.
"Abi ben inecektim!" dedi.
"Ben ne bileyim ineceğini, düğmeye basana." dedi.
Çocuk elindeki telefonu çabucak cebine soktu. Hemen açılan kapıdan aşağıya indi. Şoför yine uygun tempoda yoluna devam ediyordu.
Her durakta gideceği yere gidip gitmeyeceğini soran, yolculara cevap yetiştiren şoför öfkesini de kontrol etmeye çalışıyordu. Önünde duran bir iki araca korna çaldıktan ve hatalı park eden bir araca söylendikten sonra ben ineceğim durağa gelmiştir.
Halk otobüsleri
MAHMUT AŞIKOĞLU
Yorumlar