Hayat kimi zaman ağır bir yük gibi omuzlarımıza çöker. Dertler, sıkıntılar, hüzünler birikir de insanın içini karartır. Gün doğmaz sanırız, derman bulamayız. Ama unutma, hiçbir karanlık sonsuza kadar sürmez. Güneş, her gece battığı yerden doğmaya devam eder.
Gamı kederi kaldırmak, her şeyi unutup gülmek değildir elbet. Acıyı inkâr etmek, yaşanmışları silmek de değil. Ama insan kendini hüznün içinde bırakırsa, o karanlık ona dost olur. Oysa sen, hüzünlü bir şarkının içinde bile bir umut bulabilirsin. Bağlamanın inleyen tellerinde, kemanın hüzünlü sesinde bir ferahlık saklıdır. Çünkü müzik bile gözyaşı dökerken içinde bir nefes barındırır.
Hayatın yükünü hafifletmek için biraz da kendimize dönmeliyiz. Küçük sevinçleri görmeli, bir dost sohbetine kulak vermeli, bir bardak çayın sıcaklığında huzur bulmalıyız. Unutma, dertler insana mahsustur ama onları aşmak da insanın gücündedir.
O yüzden, ne kadar yorgun olursan ol, bir kez daha doğrul. Hüzünlü de olsa bir türkü tuttur ama içine umudu da kat. Çünkü hiçbir kış ebedî değildir ve her fırtınanın ardından bir bahar gelir. 
Gel, kaldır gamı kederi, biraz da olsa hafifle. Çünkü hayat, beklediğinden daha kısa ve düşündüğünden daha güzel olabilir.
Bazen insan, dertleriyle o kadar bütünleşir ki sanki onlar olmadan eksik kalacağını sanır. Oysa gam da keder de misafirdir bu dünyada. Gelir, içeri girer, biraz kalır ama gitmesini de bilmek gerekir. Bırakalım, bizde fazla oyalanmasınlar. Çünkü ruhumuzun yükü ne kadar ağır olursa, ayaklarımız o kadar yavaş yürür hayatta.
Bir düşün, en karanlık gecede bile gökyüzünde bir yıldız yanar. Küçücük, belki uzaktan soluk görünen ama yine de ışık saçan bir yıldız… İşte insanın içindeki umut da böyledir. Ne kadar hüzünle kaplanmış olursan ol, içinde bir yerlerde yanmaya devam eden bir ışık vardır. Yeter ki onu söndürme.
Şimdi bir an dur. İçinden gelen bir türküye kulak ver. Belki bir bağlama sesi, belki kemanın içli nağmeleri… O melodilerde kendini bul, gözlerini kapat ve ruhuna bir soluk aldır. Unutma, ne kadar hüzünlü olursa olsun, her melodi bir hikâye anlatır; her hikâye bir sona varır ve her son, yeni bir başlangıcın habercisidir.
Gamı, kederi kaldırmak bazen bir dostun elini tutmak, bazen de kendine bir güzellik yapmaktır. Bir bardak sıcak çay, derin bir nefes, eski bir şarkı… Küçük şeylerin kıymetini bilmek, büyük dertlerin gölgesinde kaybolmamaktır aslolan.

O yüzden gel, kaldır gamı kederi. 
Hayat, her anını hüzne teslim edecek kadar uzun değil. Dertler gelip geçici ama senin içindeki ışık daimî. Yeter ki onu hatırla, yeter ki ona tutun. Çünkü her fırtına diner, her kışın ardından bahar gelir. Ve en önemlisi, her insanın içinde, karanlığı aydınlatacak bir ışık mutlaka vardır.
Gel, kaldır gamı, kederi at bir kenara,
Dertlere derman olur gönülde bir tatlı yara.
Her gece biter elbet, doğar yeniden güneş,
Umutla bak yarına, geçer bu hüzün, bu kış.

Mehmet Hatip Denek