“Dersini almışta ediyor ezber” isimli türküyü bu topraklarda yaşayıp ta bilmeyen nerede ise yoktur, Yediden yetmişe sınırlarımız içerisinde yada dışarısında yaşayan vatandaşlarımız tarafından bilinen bu türküyü duyduğumuzda hepimiz ister istemez duygusal bir sürece girmiş oluruz.

Ancak bizim derdimiz şimdi bu türkü üzerinde konuşmak türkünün neler ihtiva ettiğini anlatmak değil, daha çok ezberler üzerinden yürüyen sosyal ve siyasi hayatımızın anlaşılması açısından yazımıza bu başlığı koymayı uygun gördük.

Bizim ülkemizde özellikle siyaset ezberler üzerinden yürüdüğü için çok büyük bir çoğunluk işin muhtevasını anlamadan kulaktan dolma bilgiler ile ahkam kesmeye adeta bayılır.

Hal böyle olunca mevzu ne olursa olsun gündem ile ilgili ne varsa 84 milyon nüfus bir anda ortadan ikiye bölünüyor yaklaşık 42 milyon bir noktaya doğru giderken kalan diğer 42 milyon iste tam tersi bir istikamete doğru yol almakta hiçbir sıkıntı yaşamıyor.

Daha çok ezbere dayalı olarak yapılan siyasetin vücut bulduğu nokta “-Ben bir siyasi partiye mensubum, benim partimin bir genel merkezi ve bir genel başkanı var dolayısı ile benin düşünmene fikir yürütmeme gerek yok , genel başkanımın ve genel merkezimin söylediklerini ezberlediğim noktada işim kolaylaşıyor” mantığı ile yıllar yılı yoluna devam etmekte hiçbir sorun görmüyor.

Böyle bir noktada bölünmemin ne olduğu ile ilgili olduğunun da hiçbir önemi kalmıyor, sporda , siyasette, sosyal hayatta var olan karşıtlık ve karşıtlık dolayısı ile ortaya çıkan bölünmüşlük bizi derin acılar içerisinde bırakıyor.

Biz iflah olmaz bir Fenerbahçe taraftarıyız,

Ancak  Galatasaray’ın olmadığı bir süper ligde Fenerbahçeli olmanın da bir anlam ihtiva etmediğinin bilincindeyiz.

Hayat karşıtlıklar ile güzeldir,

Gece olmadan gündüzün,

Siyah olmadan beyazın

Hiçbir anlamı ve geçerliliği de yoktur.

Aslında  Türk insanı bu karşıtlıklar olmadan hayat sürmenin son derece zevksiz olduğunu biliyor ancak yazımıza başlık olan “Ezberci yaklaşım” bizim farklılıkları sevmemize de anında engel oluyor.

Düşünebiliyormusunuz ..

Şu son dönemlerde meydana gelen akıla ziyan siyasi kavgaları takip edebilmek adına nasıl nefes nefese kalıyoruz.

Birbirimizi sevmekten başka bir çaremiz olmadığını bile bile kin kusan nefret söylemlerini alt alta yazsak yıllar sürecek bir televizyon dizisi olabilir.

İnsana hizmet etmenin önemli unsurlarından birisi olan siyaset anlayışının terk edilip sadece ve sadece kavga etme aracı olarak kullanıldığı zaman dilimi içerisindeyiz.

Karşıtlık siyasetinin bu kadar tavan yaptığı bir noktada karşı tarafı yok etmek adına yapılan kavga ne adına olabilir diye düşündüğümüzde bir tek cevap kalıyor.

Sadece ve sadece ezbercilikten..