Dün benim doğum günümdü.
Böylesi zamanlar bir noktada insanlar için kilometre taşı anlamını taşıyor.
Otuzlu, kırklı yaşlarda insan “bundan sonra ne olacak?” sorusuna cevap bulmak adına pek aceleci davranmıyor.
Ne zamanki iş gelip ellili yaşlara dayanıyor işte o zaman yavaş yavaş şafak atmaya başlıyor.
Dün gün içerisinde yurt içinden yurt dışından dostlarımızdan gelen mesajlara hiç durmadan çalan telefonlara bakıp arayanlara teşekkür ederken sosyal medyada dolaşan bir ileti gözümüze çarptı.
Söz konusu iletiye üstünkörü bakıp geçecektik ki bir kez daha okuma ihtiyacı hissettik.
“Hayattan silinme süreci” başlıklı bu iletiyi kimin yazdığını bilmiyoruz.
Ancak iletiyi bir değil birkaç kez okuduğumuzda bizim kadar milyonlarca insanın bu iletinin noktasına, virgülüne kadar katılacağını katıldıktan sonrada 50 yaş üstündeki hemen herkesin “tam beni tarif etmiş” diyeceğine emin olduk.
İleti şöyle:
HAYATTAN SİLİNME SÜRECİ.
Hayatta dört aşamalı bir “silinme” süreci vardır:
Bu tamamen senin varoluşuna bağlıdır, başkalarına değil.
1- 55 yaşında:
İş yeri seni siler.
Hayatın boyunca ne kadar başarılı ya da güçlü olursan ol,
bir süre sonra sıradan bir insana dönüşürsün.
Bu yüzden eski işine ve onun verdiği üstünlük duygusuna tutunma.
Egonu serbest bırak,
yoksa iç huzurunu kaybedebilirsin.
2- 65 yaşında:
Toplum seni yavaş yavaş siler.
Eskiden sıkça görüştüğün arkadaşlar ve iş çevresi azalır,
ve artık önceki iş yerinde seni tanıyan pek kalmaz.
“Eskiden müdürdüm, yöneticiydim, ya da şu kişiydim...” deme.
Çünkü yeni nesil seni tanımıyor ve bu seni üzmemeli.
Bu da hayatın doğal bir sürecidir.
3- 75 yaşında:
Aile seni yavaş yavaş siler.
Çok sayıda çocuk ve torunun olsa da,
çoğu zaman sadece eşinle ya da tek başına yaşarsın.
Çocukların arada sırada seni ziyaret ettiğinde,
bu onların sevgisinin bir göstergesidir.
Onları sık gelmedikleri için suçlama,
çünkü onların da kendi hayat mücadeleleri vardır.
4- 85 yaşında:
Zaman seni silmek ister.
Tanıdığın birçok kişi artık hayatta değildir.
Bu aşamada üzülme,
çünkü bu hayatın kuralıdır ve herkes bu yoldan geçecektir.
Bu yüzden:
Hâlâ biraz gücün ve sağlığın varken,
hayatını en iyi şekilde yaşa!
Malından mülkünden dilediğini harca,
gidebildiğin kadar seyahat et,
yardım etmek istediklerine yardım et,
istediğini iç,
oyna, eğlen, sevdiğin şeyleri yap!
Unutma:
Seni asla silmeyecek tek grup:
Eski dostlarındır.
Bu yüzden:
Eski ve samimi arkadaşlarınla daha çok iletişim kur, onları asla unutma...
Bu iletiyi okuduğunuzda ismine hayat dediğimiz sürecin öyle sanıldığı kadar uzun olmadığını da iyiden iyiye anlamış oluyorsunuz.
Tabi böylesi durumlarda akıllara hemen hepimizin bildiği “hazır vakit varken ,sağlığın da yerindeyken bol bol seyahat yap” tavsiye gelir.
Ancak seyahat için gerekli olan maddi imkanların nasıl sağlanacağı ile ilgili sorunun cevabı henüz yok.
Bu kadar ağır ekonomik koşullarda evden çıkamayan milyonlarca insan nasıl seyahat edecek, nasıl dünyayı dolaşacak ki?
O yüzdendir “Hayattan silinme sürecini” dönüp dönüp tekrar okuduğumuz.