(Bir varmış, bir yokmuş, bir Türk varmış)

Gecelere sor beni,

Zemheri bir karanlıktan akan kanım ben.

Sahte masalardan, yılışık kahkahalara satılan,

Sarhoş naralarındaki sevgili, kavgalardaki çığlık,

Açlıktan sığınılan soğuk taş odada gözyaşı,

Göğsünden vurulup düşen askerin gözlerindeki son,

Okul sokaklarındaki yağmurlu ölümüm.

Bir cinayete sor beni,

Arkamda Ergenekon’dan çıkan yorgun atlılar,

Kürşad’ın gözlerinde çin sarayları, Gökbörü’nün yoldaşı,

Terkisindeki kadınında ter, kucaklarda pembe yanaklı balalar,

Dudaklarda tuz ve kımız tadı ve ellerde et ekşiliği,

Hayal nehirlerini, tarih denizlerini, ölüm şehirlerini geçtim,

Uzak Asya’dan kopup gelen hayalim ben.

Bir cinayete sor beni,

Sokak ortasında vurulup düşen hayal,

Kahpe pusularda çamura bulanmış kitap,

Yar için alınmış bir yüzük, avuçta sıkılmış,

Yar için, yarin göğsünde hiç uyunmamış,

Bir üniversitenin önünde kar yağmış bedenime,

Uzun bir uykudayım yarsız, soğuk ve sokakta,

Bir kurşun girmiş göğsüme öksürmeye bile izinsiz,

Bir varmış bir yokmuş bir Türk varmış,

Pusulularda vurulmuş, Kürşad’ın yoldaşı,

Ta uzak Asya’dan gelip, tertemiz ölebilenim ben.

Anadolu’ya sor beni,

Puşt pazarlıklarında ilk satılan,

At pazarlarında, sokak torbalarında yok sayılan,

Vakit geldiğinde cephede Mehmetçik,

Vakit bittiğinde sıvasız evlerde şehit Mehmet.

Pusularda vurulmuş Kürşad’ın yoldaşı,

Bir varmış bir yokmuş Türk,

Zemheri karanlıkta akan kanım ben.

​Şiirlere sığıyorum artık çünkü o kadar az şey kaldı ki bizi biz yapan. Onca karanlık pazarlık, onca vurdum duymazlık ve ihanet var ki. Sığınacak şiir kaldı geriye.

Yıllardır yazıyoruz, söylüyoruz ama memlekette, mecliste tiyatro devam ediyor.

Mecliste komisyon komedyasının halkımızda etkisi, suskunluk, susuyor sadece izliyoruz.

Artık anlıyorum ki ne Altaylar ne Kürşad ne de sokaklarında mutlu yaşanan bir memleket.

Biz yine kaldığımız yerden ölmeye devam. Biz ölmeden doymuyor siyasi şehvet.Tarihini bilmediğimiz kadar eski bir şey Türk’ün ölümü. Dünya tarihi varsa Türk’ün ölümü de var.

Oysa biz huzurun, mutluluğun ve barışın atlılarıyız.

Biz öldüren siyasi açgözlülük, bizim sevgimizin kıskançlığı ile bizi öldürüyor.

Öleceğiz; “Bir Türkiye istiyorum” diye öleceğiz. Biz öleceğiz Türklük baki kalacak.

İşte bunun için şiir yazmaya, şiir okumaya devam.
En iyi karşı çıkış tebessüm ve şiirden alınan ilhamdır.