İstanbul büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesinden sonra başlayan süreç son bir haftadır “Sahte diploma” söylemleri ile bambaşka bir mecraya doğru gitmeye başladı.

Bilindiği gibi diploma öncelikle Türkiye Cumhuriyeti bünyesinde bulunan kamu kurum ve kuruluşlarında görev alacak kişilerin ilgili görevlere gelebilmek adına almaları şart olan eğitim sonrası girdikleri sınav sonrası başarılı oldukları takdirde başlayacakları vazifeyi tayin eden bir belgedir.

Normal şartlarda devletin herhangi bir kurumunda görev almak isteyenlerin takip edecekleri yol çok net bir şekilde belirlenmiştir.

İlkokulu

Ortaokulu

Liseyi

bitiren bir öğrenci söz konusu okullarda aldığı eğitim ve bilgiler ile tarihi belirlenen bir günde sınava girerek ilgili üniversiteyi bitirir ve sonrasında ilgili kurumların açtığı sınavı da kazandığında istediği memuriyete başlama imkanı bulur.

Yukarıda belirttiğimiz gibi işin normali budur.

Ancak Türkiye’nin eğitimde özelliklede sınav sisteminde AB ülkelerinin çok ama çok uzağına düştüğünü ülkeyi yönetenlerde biliyor bizde biliyoruz.

“Eğitimde ileri giden ülkelerde artık üniversite sınavı varmı?” sorusu başka bir yazının konusu.

Burada asıl önemli olan bizi habis bir ur gibi saran liyakatsizlik.

Bizim memlekette hiç kimse sınav sisteminin yada yanlış giden eğitim sisteminin düzelmesi adına bir çalışma yapmaz.

“86 milyon nüfuslu bir ülkede özel eğitim kurumları neden var?” sorusuna kimse cevap vermek istemez.

“Eğitim neden paralı?” sorusundan da herkes kaçar.

Ancak daha önemli bir kurum var.

Bizim ülkemizin siyasetçisi daha iktidarının ikinci ayında ülkeyi yöneten tüm bürokrasinin kendi düşüncesinde olması için gayret sarf eder.

Askeri

Polisi

Öğretmeni

Ve var olan tüm bürokraside kendi dünya görüşüne mensup görevlileri görmek ister.

Peki kendileri gibi düşünmeyen bürokrat bu ülkenin insanı değilmi?

Onların yükselme şansı yokmu?

İşte kafa yapısı bu olunca “sırf benim gibi düşünenler göreve gelsin” anlayışı ile üniversiteler oluşturuluyor o üniversitelere denklik veriliyor sonrada o üniversitelerden mezun olanlar olduğu gibi devletin kadrolarına yerleştiriliyor.

Liyakat hak getire.

Bu işin sonu dönüyor dolaşıyor daha çok kadro açmak adına sahte üniversite mezunlarına dayanıyor.

Bugün hiç kimse sınavla memur alan sisteme kesinlikle güvenmiyor.

Nasıl güvensin ki?

Üniversitelerden sorular çalınıyor.

Sınavlarda çok sayıda birinci çıkıyor

Vs.vs.

Türkiye artık bu liyakatsizliği taşıyamaz.

Sorun sadece sahte diploma değil ki.

Her kurum lime lime dökülüyor.

Devletin artık Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan 86 milyon insanımızın tamamını eşit bir şekilde görmesi ve eşitlik ilkesini hayatımızda yeniden tesis etmek zorundadır.

Aksi takdirde var olan çürüme bizi daha büyük zorluklar ile karşı karşıya bırakacak.