Mart ayında başlayan 2025 yılının Ramazan ayı aşağı yukarı yine mart ayının son günlerinde sona erdi.

Bilindiği gibi bizim memlekette daha Ramazan ayının ilk gününden itibaren ticarette, siyasette ve sosyal hayatta olağanüstü bir durum olmadığı takdirde tüm işlemeler için “Acele etme hala bir bayram geçsin ondan sonra bakarız” ifadesi kullanılır.

İşte o herkesi bağlayan “-acele etme hele bir Ramazan bitsin bayramdan sonra bakarız” söylemi şu sıralar gerçekleşmiş oldu.

Ramazan ayının son gününde oruç tutuldu, Akşam son iftar yapıldı.

Son gün olması vesilesi ile artık teravih namazı da yok.

Bundan yıllar önce olduğu gibi özellikle büyük yerleşim merkezlerinde eskisi gibi komşuluk ilişkisi kalmadığından bayrama günler kala başlayan “Tatlı yapma, şeker, çikolata ve kolanyağı alma geleneği de” en alt seviyeye inmiş durumda.

Peki her gelen yıl birisini terk etmek zorunda kaldığımız gelenek yada geleneklerin yerine ne geldi?

Geleneklerin yerine şöyle bir süreç başladı.

Ekonomik durumu iyi olan belli bir kitle başta İtalya-Fransa-İngiltere ve İspanya olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde ortalama 6 gece 7 gün turistik seyahat yapmak üzere aylar öncesinden konaklayacakları otelleri ve kendilerini o bölgelere  ulaştıracak uçak biletlerini almış oldular.

Bu kesimin bir altındaki gruba dahil olanlarda başta Ege ve Akdeniz olmak üzere çeşitli lokasyonlarda dokuz günü değerlendirecek şekilde tatil satın aldılar.

Bu iki grubun dışında bulunan ve sayıları da hiçte azınlıkta olmayan çok sayıda vatandaşımızda kendi memleketlerinde kalan başta anne baba ve diğer akrabalarını görebilmek adına Anadolu’daki pek çok yerleşim merkezinin yolunu tuttular.

Söz konusu bu gruptan geriye kalan milyonlarca vatandaşımızın nerede ise tamamı bir taraftan “bizim tatil geleneğimiz yok, Anadolu’da akrabamız da yok dolayısı ile yapılması gereken şey bu bayram sonrasındaki dokuz günlük tatili en güzel bir şekilde yata yata geçirmek” diyerek işine gücüne devam etmek zorunda kalıyorlar.

Yukarıdan aşıya doğru sınıflandırmaya çalıştığımız milyonlarca vatandaşımızın bayram sonrası davranışları aşağı yukarı bu şekildedir.

Kabul etmemiz gerekiyor ki tamamladığımız Ramazan ayı bu sene siyasetin gölgesinde cereyan etti.

Tatile gidenler “-siyaset dolayısı ile çok yorulduk en azından bulunduğumuz bölgeden kısa bir süre de olsa uzaklaşabilirsek bir miktar zihnimizi boşaltırız” diye düşünüyorlar.

Tatile gidemeyen kesimde “Şehirler boşaldı, bu zaman zarfında bizimde biraz olsun yorgunluğumuz gider” diye kendilerini şartlandırıyorlar.

Ancak kim ne yaparsa yapsın

-İster tatile gitsin

-İster dokuz günlük süre zarfında evinden çıkmasın

hepimizi bayram sonrası son derece zorlu bir siyasi atmosfer bekliyor.

İstesek te

İstemesek te…