Çok basit bir hesap ile Türkiye’de Ramazan ve Kurban bayramında ülke nüfusunun yarsından fazlasının hareket halinde olduğu söylenilebilir.

Daha çok Marmara ve Ege bölgesinde ikamet eden vatandaşlarımız Anadolu’nun pek çok yerleşim merkezinde bulunan yakınlarını ziyaret etmek adına hiçbir engel ve mesafe tanımaksızın yollara düşüyorlar.

Her bayramda yayın kuruluşlarından “Otobüslerde yer kalmadı, Trenlerde ek seferler hayata geçti” ile başlayan ve bitmek bilmeyen haberleri artık hepimiz kanıksamış durumdayız.

Söz konusu toplu taşım araçlarının yanı sıra çok büyük bir kitle de tatilin başlaması ile birlikte kendilerine ait araçlar ile yollara düşüyorlar.

Böylesi uzun kuyrukların oluştuğu anlarda İzmit otoyol çıkışı ile Bolu/Gerede kavşağındaki yoğun trafik manzaraları da artık kanıksanmış durumda.

Çoğu zaman “Kavimler göçü” şeklinde tanımlanan bu taşınmanın başlaması ile birlikte İçişleri bakanlığına bağlı Emniyet genel müdürlüğü gün aşırı “Meydana gelen trafik kazalarında şu kadar vatandaşımız hayatını kaybetti, bu kadar vatandaşımız yaralandı, kaza sebebi ile şu kadar maddi hasar meydana geldi” haberlerini verdikten sonra bayram tatilinin sona erdiği gün toplu bir kaza-kırım raporu vererek süreci tamamlar.

Ramazan ve Kurban bayramları öncesi Hükümet “ Yapılan bakanlar kurulu toplantısında bayram tatili dokuz güne çıkartılmıştır, ayrıca bayram boyunca otoyollar ve köprülerden geçişler ücretsiz olacaktır” açıklamasını yapar yapmaz söz konusu “Kavimler göçü” de başlamış olur.

Söz konusu her iki bayramda tatilin dokuz güne çıkartılmasının vatandaşın yollara düşmesi ve bu sırada çok sayıda trafik kazasının meydana gelmesi arasında büyük bir birliktelik bulunuyor.

İlgililer “ İlan edilen dokuz günlük tatil dolayısı ile turizm hareketlendiriyor, turizmin hareketlenmesi ile bu sektörde çalışan çok sayıda vatandaşımız evine ekmek götürüyor “şeklindeki görüş ile karşı görüş sürekli mücadele eder durur.

Söz konusu bayramlarda tatilin uzatılarak dokuz güne çıkartılmasının anlatmaya çalıştığımız trafik kazalarına ne oranda davetiye çıkardığı ile ilgili çok sayıda araştırma mevcut.

Normal şartlarda 3 yada 4 gün sürecek olan tatil dokuz güne çıkartılınca vatandaşımızın eşini dostunuz ziyaret etmesi ama çok büyük bir çoğunluğunda tatil bölgelerine akmasının rakamlar üzerinden de değerlendiriliyor.

Bir tarafta turizm bölgelerinin hareketlenmesi.

Diğer taraftan dokuz gün süren tatil dolayısı yollara düşen çok sayıda vatandaşımızın hayatını kaybetmesi, yaralanması, milyonlarca lira ile ifade edilen maddi trafik kazaları.

Bu aşamadan sonra daha dikkatli daha sağlıklı bir analiz yapılması artık mecbur bir hale geliyor.

Zira kaybedilen canlar sonucu sönen binlerce on binlerde ocak annesiz babasız kalan çocuklar, evladını kaybeden anne baba hayat arkadaşını kaybeden eşler var.

Daha sağlıklı daha sağduyulu düşünmek lazım.