Değerli Okurlarım,

Geçen hafta arkadaşlar ile sık sık gittiğimiz bir kafe de öğlen yemeği yerken, hem bir grup mesai arkadaşımızın yemek esnasında çok gürültülü konuştuklarına hem de diğer müşterilerin gürültüden rahatsız olup işletme sahibine şikayet ettiklerine şahit olduk.

Bunun üzerine naif bir şekilde el işareti ve göz teması ile mesai arkadaşlarımızın ses tonlarını biraz düşürmelerini istedim. Bu arkadaşlar gayet eğitimli ve ADALETİN TEMSİLCİSİ pozisyonunda olan arkadaşlarımızdı.  Anlayışlı karşılayıp müştereken gürültüyü azalttılar. Yaklaşık bir hafta sonra başka bir mekan da yemek yerken, aynı gruptan bir arkadaş asla tasvip edemeyeceğim ve bir bayana yakıştıramayacağım şekilde masamıza gelip, işletme sahibine şikayet etmediğim halde, meslek hastalığımı diyelim bilemedim??? Asılsız bir ithamla beni yargılamış, elini kolunu savurarak şikayet eden benmişim gibi hakkımda hüküm vermiştir. Kendisine yumuşak bir dille konunun muhatıbı olmadığımı söylemeye dahi fırsat vermemiş üstüne daha önceden olduğu gibi yüksek ses tonuyla bütün müşterileri rahatsız etmiş bu hal ve tavırdan hiç utanmayıp çekip gitmiştir.

Konuşurken bazı hususlara dikkat etmek sünnettir. Zira bu konuda da bize örnek olan, yol gösteren vardır, o da âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (a.s.m.) Efendimiz'dir. O'nun bu hususla ilgili sünnetini şöyle özetleyebiliriz :


- Bağırarak konuşmaktan kaçınmak,
- Kime nasıl hitap edilmesini bilmek,
- Rahatsız edecek kadar yüksek sesle konuşmamak,

bu ikisi arasında bir yol izlemek,


Şüphesiz ki günlük hayatımızda bu ölçüyü aşmamız,

Bizim Kur'ân terbiyesiyle eğitilmediğimizi,

Peygamber sünnetiyle şekillendirilmediğimizi

ve yeterince İslâm kültürü almadığımızı gösterir.

Zira bu kültürü yeterince almış müminin söz ve davranışları hep ayarlı, ses tonu düzenli, kullandığı kelime ve cümleler ölçülü ve anlaşılması kolay cinstendir.

Bir Müslümanın sadece Müslümanlara değil, bütün insanlara, hatta islamın en büyük düşmanlarına bile güzel konuşması Allah’ın emri olup, ”Kullarıma söyle, en güzel sözü söylesinler!”(İsra.53) ayeti de  Allah’ın kullarına yakışan konuşma tarzını göstermektedir.

Bazı kişilerin kabadayılık yapıp yüksek sesle ve uyumsuz cümlelerle konuşmaları, hem onların kültür yapısını, eğitim seviyesini yansıtır, hem de insanlara saygısızlıklarını gösterir. Yüksek sesle konuşmak kişilerin büyüklenme hissiyle ve karşı taraftan akılca ve bilgice daha üstün olduklarını ispatlama amacıyla kullandıkları üsluplardır. Bu amaçla yapılan konuşmalar kişiyi yüceltmek yerine, alabildiğine kalitesiz ve basit konuma sokar. Kur’an ahlakına asıl uygun olan ise olabildiğince alçakgönüllü bir üslup kullanılmasıdır.
İslam ahlakını gereği gibi yaşamayan kimselerde ortaya çıkan belirgin bir özellik olan yüksek ses tonları, Kendilerini haklı göstermek, karşı tarafı yıldırmak, ikna etmek veya susturup üste çıkmak için bağırarak konuşmaktan çekinmezler. Oysa Müslümanların ses tonu itidallidir. Asla aşırılığa, hakarete, saygısızlığa neden olacak bir tavır, hal, söz ve harekette bulunmazlar.

(Bütün hal ve hareketlerinde ve) “Yürüyüşünde (dengeli) orta bir yol tut, (ağırbaşlı ol; konuşurken) sesinden de (yüksek perdeleri) eksilt. Çünkü, seslerin en çirkin olanı gerçekten eşeklerin anırmasıdır.”

Selam ve dua ile...