Sabah uyandığınızda aslında geceden çok saat geçmediği halde konuşulan konuların tamamen değiştiğini görüyorsanız Türkiye’de yaşadığınızdan emin olabilirsiniz. İnanılmaz bir hızla değişiyor her şey.
Gündemin bu kadar hızlı tüketilmesi aslında soğuk su ile duş almak etkisi yaratsa da yani zindelik sağlasa da bir yandan da ülkenin sorun çözemeden bir yokuştan yuvarlanan taş gibi sağa sola çarpmasına neden oluyor.
Zaman her şeyin ilacıdır diye bilirdik oysa şimdi zaman yetişemediğimiz akan bir sele dönüştü.
Tam bir konuyu gündeme getirince işte bu sefer bu konu çözülecek diye düşünüyoruz ama kısa süre sonra yeni bir gündem ile bu konuyu çözümsüzler klasörüne atıyoruz.
Çözülemeden devam eden gündemler nedeniyle mutsuz ve yorgunuz. Buna bir isim bulmak gerekirse galiba gündemsel jetlag yaşıyoruz.
Jetlag bir uçuş değimi. Uzun uçuşlar sırasında biyolojik saatin yeni saat dilimine alışamaması olarak biliniyor. Uçak mürettebatı ve uzun uçuşlarısık yapanlardagörülüyor.
Uyku bozukluğu, aşırı yorgunluk ve psikolojik kaygı durumu değişikliği şeklinde görünüyor.
Vardiyeli çalışanlar aslında bu tabloyu benzer şekilde yaşıyorlar.
Özellikle doğudan batıya uçuşlarda zamanın hızından daha hızlı yer değiştirince yani zamandan atlayınca başınıza geliyor.
Gündemsel jet lag da ise temel mesele aslında yine zamandan daha hızlı yaşamak. Gündem o kadar hızlı değişiyor ki. Üzerinde durup konuşmaya, araştırma ve fikir yürütmeye zaman kalmıyor.
Metroda geçen trenleri seyretmek gibi. Gözünüzü açıp kapayana kadar bir tren önünüzden geçiyor, daha onu tamamlayamadan yeni bir trenin geçtiğini düşünün.
Bir an bile düşünmeye hakkınız olmadan geçen trenler.
Bu bir süre sonra sizi edilgen ve mücadeleyi bırakmış, anlamaktan vazgeçen bir insan haline getirmezmi?
İşte şu anda Türkiye’de yaşanılan durum bu.
Koşmaz işen düşersin, düşersen ölürsün.
Bu mecazi yıkılma halinden kurtulamazsak eğer hem sağlığımızdan olacağız hemde bu ülkenin geleceği hakkında fikrimiz olmayacak.
Peki gündemsel jet lag dan kurulmak için ne yapılabilir?
Galiba önce kendimize zaman ayırmak ile başlayabiliriz.
Örneğin hafta sonu belirli bir saatten önce sosyal medya hesaplarımızı, gündem kaynaklarımızı kullanmayarak, yerine spor gibi sanat gibi başka işler yaratmalıyız.
Gündemde belirli bir sayının üstünde konu ile uğraşmamak için ilgilendiğimiz konu bitene kadar başkası üzerinde düşünmemeliyiz. İletişim kaynaklarında seçicilik yaratmalı ve zaman süre sınırlaması yapabilmeliyiz.
Sosyal medya ya da arama motorlarından öğrenmeye çalışacağımız bilgi için biraz zaman harcayıp kitap okumalıyız. Dijital kitap sesli kitap yerine basılı kitap okumalı bunun aslında spor yapmak gibi sağlığımız için önemli olduğunu bilmeliyiz.
İşte biz bunları yapabilirsek jet lag tan kurtulabiliriz.
Bizim sayımız arttıkça bize bilgi akışını sağlayan organizasyonlarda veri hızını düşürmek ve motoru soğutmak zorunda kalacaklar.
Yapamazsak bu hararet bizim fikir dünyamızı, biyolojik kalitemizi hızla bozacak.
Yeni yıla girerken bence en çok düşünülmesi gereken konu bu.
Yeni yılda başlamak zorunlu. Herkesin bu konuya dikkat etmesini öneririm.