Her yıl Kars'ın Sarıkamış ilçesi ve harekâtın başladığı Erzurum başta olmak üzere yurdun birçok şehrinde 22 Aralık 1914'te başlayıp 15 Ocak 1915'te sona eren ve tarihimizin en acı olayları arasındaki Sarıkamış Harekatı’nı anma etkinlikleri hüzün içerisinde yapılır.

Sarıkamış Harekâtı denildiğinde akıllara; 

22 Aralık 1914'de ne oldu?

Sarıkamış Harekâtı emrini kim verdi?

Sarıkamış'ta 90 bin asker neden öldü? Gibi birçok soru gelir akıllara.

Aslında Osmanlı ordusunu Sarıkamış Hareketine iten sebeplerin temelinde 93 Harbi olarak da bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, yatmaktadır. 93 harbi 3 Mart 1878’de imzalanan Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması ile sona ermişti. 

Yapılan anlaşmaya göre Osmanlı Devleti’nin Doğu Anadolu’da Ermenilerin bulunduğu yerlerde ıslahat yapması ve savaş tazminatı olarak Rusya'ya 1.410.000.000 ruble vermesi kararlaştırıldı. Ancak bu tazminatın büyük bir kısmına karşılık Rumeli'deki bazı yerler ile Kars, Ardahan, Batum ve Doğu Bayezid Rusya'ya bırakılacak, kalan 300.000.000 ruble ise para olarak ödenecekti. Ancak başta İngiltere olmak üzere Avrupa devletleri Rusya’nın Osmanlı Devleti üzerindeki etkisinden rahatsız oldular ve netice olarak Berlin'de yeni bir antlaşma yapılmasına karar verildi.

Bu sebeple Osmanlı Devleti'yle; Rusya, Almanya, Avusturya, Macaristan, İngiltere ve Fransa arasında 13 Temmuz 1878'de Berlin Antlaşması imzalanmıştır.  

13 Temmuz 1878’de imzalanan Berlin Antlaşması ile de Kars, Ardahan ve Batum Rusya’ya verilerek Doğu Bayezid ve Eleşkirt Vadisi Osmanlı Devleti’nde kaldı. 

Alınan kararlara göre Rus hâkimiyetine giren diğer yerlerde olduğu gibi Elviye-i Selase’de de halk mallarını serbestçe satabilecek ve göç etme hakkına sahip olacaktı. Ancak üç yıl içinde göç etmeyenler Rus hâkimiyetini kabul etmiş sayılacaklardı.

Ruslar hâkimiyeti ele geçirdikten sonra bölgeyi Ruslaştırmak istemişler, bu amaçları doğrultusunda da bölgedeki Türkleri baskılarla göç ettirip Anadolu ile Azerbaycan Türklüğü arasındaki birliği kesmeye çalışmışlardır. 

Ayrıca Ermeni ve bazı Hristiyan unsurları da bölgeye yerleştirme kararı alarak Anadolu ve Kafkasya’dan çok sayıda Rum, Ermeni ve Yezidi gibi Gayrimüslimleri Kars topraklarına yerleştirmişlerdir. 

Bundan sonraki üç yıllık süreçte de bölgeden 120.000 kişi Anadolu’nun batısına göç etmiştir.

Ruslar bölgedeki hâkimiyetlerini güçlendirmek için idari, askeri, dini, kültürel ve eğitim gibi alanlarda birtakım değişikliklere başvurmuşlardı

1914’e gelindiğinde Birinci Dünya Savaşı patlak vermiş ve 1. Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu, bir müddet tarafsız kalmıştır. İttihat ve Terakkicilerle başkumandan vekili Enver Paşa; 1878'den beri Rus işgalinde bulunan Kars, Sarıkamış, Ardahan gibi doğu illerimizin geri alınabileceği düşüncesinde idiler. Doğu Avrupa'da Ruslarla savaş halinde olan Almanlara yardım etmek, kazanılacak bir zaferle Kafkaslar ve Orta Asya'daki Türk illerinin kapısını açmak, iktidarda bulunan İttihatçılara doğru bir düşünce gibi geliyordu.          

İki Alman savaş gemisine Türk bayrağı çekilip, daha sonra Yavuz ve Midilli adı verilen bu iki savaş gemisi, Karadeniz'deki Rus limanlarını bombalayınca Rusya,30 Ekim 1914'te Osmanlıya savaş ilan etti. 

Rus Kafkas Ordusu, Ağrı sınırı üzerinden Pasinler'e kadar ilerledi. Bu saldırı, Köprüköy'de durduruldu. Üçüncü Ordumuz,3-9 Kasım 1914'te Köprüköy Meydan Muharebesi'nde Rus ordusunu yendi. Köprüköy Nazırı Enver Paşa, Alman kurmay ve generalleriyle Erzurum'a geldi. Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa'nın, bu mevsimde harekât yapılamayacağı, taarruzun bahara bırakılması tavsiyesinde bulunmasına rağmen Enver Paşa, Hasan İzzet Paşa'yı görevden alır.Üçüncü Ordu Komutanlığı vazifesini kendi üzerine alarak 18 Aralık 1914'teaskeri kıtalara taarruz emrini verir. Taarruza iştirak eden birliklerin büyük bir kısmı Arabistan'dan geri çekilen, Güneydoğu Anadolu'dan sevk edilen, sıcak iklime alışık olan, teçhizatları yönünden kış şartlarına uygun olmayan birliklerdi.          

     Üçüncü Ordu'nun üç kolordusu,24 Aralık'ta eksi 39 derece soğukta "Büyük Sarıkamış Çevirme ve Kuşatma Harekâtı’na başladı. Bazı kıtalar,24-25 Aralık gecesi Sarıkamış'a ulaşmayı başardı. Allahuekber Dağları'nı aşan Mehmetçiklerden bir kol da Selim İstasyonu'na ulaşıp, demir yolunu tahrip edince Rusya paniğe kapıldı. Müttefikleri İngiltere ve Fransa'ya destek için telsiz ve telgrafları çekiyordu.             

     3-4 Ocak 1915 gecesi kış, daha da şiddetlendi. Fırtına ve yağan kar, yolları kapatıp çadırları yıktı. Ardından dondurucu soğuklar bastırınca 150 bin kişilik ordumuzun 60 bini donma, 78 bini dizanteri-tifo gibi hastalıklar neticesinde şehit oldu. Bu harekâtta Ruslar da, 32 bin kayıp vermişti.        

 "Büyük Sarıkamış Çevirme ve Kuşatma Harekatı’nda  Mehmetçik, ağır kış şartlarında bir taraftan 1-1,5 metrelik karın içinde yürüyerek, yollar açarak, aynı zamanda düşmana karşı göğüs göğüse mücadele ederek, düşmanı- geri adım atmaya zorlayarak kahramanca mücadele yürütmüştür. 

Türk tarihi açısından savaşı kaybettik ama Türk kahramanlığı açısından o dönemin ruhu itibarıyla sonraki muharebelere ilham verecek niteliğe sahip bir harekât olmuştur.

."Dondurucu soğuğun vahametine Rus Kafkas Ordusu Kurmay Başkan Vekili Dük Aleksandroviç Petroviç, anılarında şöyle yer verir: "İlk sırada diz çökmüş 9 kahraman... Mavzerleriyle nişan almışlar, tetiğe asılmak üzereler ama asılamamışlar. İkinci sırada cephane taşıyanlar var, sandıkları bir avuçlamışlar ki kâinattan hırslarını almak istiyor gibiler. Öylesine kaskatı kesilmişler. Ve sağ başta Binbaşı Nihat...  Dimdik ayakta, başı açık, saçları beyaza boyanmış,  gözleri karşıda. Allahuekber dağlarındaki son Türk müfrezesini teslim alamadım. Bizden çok evvel Allah'larına teslim olmuşlardı."          

Yüce Rabbim bu vatan toprakları için canlarını hiçe sayan, bu uğurda şehadet şerbetini içen tüm şehitlerimizin ve ecdadımızın makamını cennet e