Bazı duyguların tarifi yoktur. Kimi zaman gözlerinizi kapattığınızda bir anıya hapsolursunuz, kimi zaman ise hiçbir yere ait hissedemezsiniz. Gözlerin güler ama kalbinin içinde sessiz bir fırtına kopar. İnsanlar seni dinler, ama gerçekten duymaz. Seni görürler, ama içindeki dünyaya asla dokunamazlar. İşte bu yüzden, "Beni anlayamazsınız."
Bazen en derin yaralar en sessiz olanlardır. Kimse bilmez kaç gece uykusuz kaldığını, kaç kez gözyaşlarını yastığına sakladığını. Kelimeler yetmez, çünkü anlatmak istediğin şey duyulmaz. Senin için anlam taşıyan bir bakış, bir şarkı, bir sokak köşesi, başkaları için yalnızca sıradan bir detaydır. Oysa senin için o şarkı bir vedadır, o sokak bir hatıradır, o bakış yıllarca unutamayacağın bir hikâyedir.
İnsanlar seni yargılar, seni şekillendirmeye çalışır. “Bu kadar hassas olma,” derler, ama bilmiyorlar ki bazı insanlar hissetmek için doğmuştur. Kalbinin derinliklerinde fısıldayan hisleri, kırılgan yanlarını, sustuğun her kelimenin aslında bir çığlık olduğunu görmezler. Senin neyi neden yaptığını anlamazlar, çünkü herkes kendi penceresinden bakar dünyaya. Oysa senin pencerenden bakan çok az kişi olmuştur.
Ve belki de bu yüzden, içindeki fırtınalarla barışmayı öğrenirsin. Seni anlayamayanlara kızmak yerine, seni gerçekten hissedenleri saklarsın. Hayatını birilerinin anlamasını bekleyerek değil, kendi duygularının derinliğinde yürüyerek yaşarsın. Çünkü bazı ruhlar yalnızca kendileriyle tamamlanır.
Beni anlayamazsınız… ve belki de bu en iyisi.