(ASKERLER İÇİN KESİNLİKLE)
30 Ekim 1918 Limni adası Mondros limanı. Agamemnon zırhlısında Bahriye Nazırı Rauf Bey bir Mütakerename imzalar ve karşısında itilaf devletleri vardır.
Osmanlı kaybettiği bir savaşın sonunda bu belge ile devlet olma kabiliyetini de kaybetmiştir.
Müzakerenin “5. Maddesi Sınırların korunması ve iç güvenliğin sağlanması için gerekli görülecek askeri kuvvetten başkası hemen terhis edilecek. (İşbu askeri kuvvetin sayısı durumu İtilaf Devletleri tarafından Osmanlı Devleti ile görüşüldükten sonra kararlaştırılacaktır.)” Bu madde ile Osmanlı Ordusu dağıtılacak, itilaf kuvvetlerinin belirleyeceği kadar belki birkaç bölük asker bırakılacaktır. Bin yıldan uzun süreli olan Türk Ordusu bu madde ile artık lav edilmiştir.
Deniz Kuvvetleri limanlara çekilmiş ve gemiler faaliyetten men edilmiş, silahlar toplanmış, tersaneler düşman gemilerine bakım vermeye mecbur edilmiş yani memleket düşman esaretine uğramıştır.
Orta Asya steplerinden at sırtında Anadolu’ya gelip burayı vatan yapan Türk milletini Avrupa’nın ortalarına kadar taşıyan şanlı ordusu artık terhis edilmiştir.
Bakın tekrar söylüyorum Anadolu’yu vatan haline getirip koca bir imparatorluk kuran Türk Milletinin artık bir ordusu yoktur. Nitekim 13 Kasım 1918 tarihinde İstanbul işgal edilir. Saray artık sadece simge olarak vardır.
Birkaç ay sonra Paris Barış Konferansı sonrası Mayıs 1920 de İzmir işgal edilir. Tüm askeri tesisler ve silah toplanır, telgrafhaneler basılır, sokakta kendisinden rütbesiz bir yabancı askere selam vermediği için Türk Askerine soruşturma açılan bir kara zaman yaşanır.
Mustafa Kemal yani Anafartalar kahramanı Kemal 15. Mayısta Samsun’a yola çıkarken durum budur. Garip tesadüf o yola çıktığında Yunanlılar da İzmir’i işgal etmektedir.
Samsun Havza, Erzurum ve Ankara’da Meclis kurulur hızlıca. Ordu yoktur, silah yoktur mühimmat yoktur.
Hepsi bulunur hepsi kurulur. 26 Ağustosta başlayan son muharebede 190 bin Türk askeri savaşır ve memleketin kurtuluşu için çarpışır. 9. Eylülde İzmir 6 Ekim 1923 te de İstanbul kurtarılır.
Bütün orduları dağıtılmış, bütün tersanelerine girilmiş bir milletin yeniden doğuşu budur.
İşte bu ordu yani Mustafa Kemal ve arkadaşları tarafından yeniden kurulan ordu tabiki bin yıldan uzun süren bir Türk ordusunun devamıdır ama bilinmesi gereken dağıtılmış bir Osmanlı ordusu yerine yeniden kurulmuştur.
Bu orduda görev alan hiçbir subay astsubay ya da erin bu son kurulan orduyu kuranın Mustafa Kemal Atatürk olduğunu unutmayacağını bilmek için zeka gerekmez. Biraz tarih çokça ahde vefa yeterlidir bunun için.
Harbiye mezunlarının kılıç çatarak ettikleri yemin ve “Mustafa Kemalin askerleriyiz” naraları işte bu nedenle giydikleri üniformanın yakışanı olmuştur.
Çünkü bin yıldan uzun Türk tarihinin en son kurulan ordusu Cumhuriyet ordusudur ve bu orduyu yoktan var eden Gazi Mustafa Kemaldir, ahde vefa da işte tam budur.
Bu ülkenin askeri, kadını, bilim adamı,öğretmeni bu ülkeyi kuran Atatürk için iyi şeyler söylemeyecek te kimin için söyleyecek?
İktidar, muhalefet bu ahde vefa da pozisyonunu iyi belirlemelidir. İktidar sözcüsü bu konuda yaptığı güzel açıklama ile doğru yerde durmuştur.
Umarım bu duruştan vazgeçmez. Bildiğim bu millet adaletsizliği, hak yenmesini vefasızlığı asla affetmez.
İşte bu nedenle hepimiz “Mustafa Kemalin Askerleriyiz”