Bazen içte veya dışta yaşanılan olaylar sebebiyle ya da siyasilerin yaptıkları açıklamalar sebebiyle halk arasında bir huzursuzluk baş gösterir. Ülkeyi yönetenlerden duyarlılık gösterilmesini ve çözüm üretilmesini isterler. Bu durum iktidarlarda bir sıkıntıya sebep olur. Toplumun huzurubakımından yaşanılan bu sıkıntıların bertaraf edilmesi gerekir. 

Bunu çok iyi bilen siyasetçiler yaptığı sert açıklamalarla toplumun gazını almaya çalışırlar.

Örneğin; 31 Temmuz 2024'te Hamas'ın siyasi lideri İsmail Haniye, İran cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın göreve başlama törenine katıldıktan sonra İsrail tarafında sabahın erken saatlerinde İran'ın Tahran kentindeki evinde öldürülmüştü.

Ardından 28 Eylül gecesi Hizbullah lideri Hasan Nasallah öldürüldü. Bu suikastlar sonucunda İran halkı ve dünyadaki Müslümanlar gözlerini İran’a çevirdiler. İran’ın buna bir misillemede bulunması beklenildi. Günlerce İran vurdu vuracak diye haber üstüne haberler yapıldı. 

Nihayetinde 1 Ekim 2024 tarihinde İran'ın İsrail'e füze saldırısında bulundu. Saldırı sonrası İran halkı ve bazı Müslüman ülkelerinde halk sokağa çıktı sevinç gösterisinde bulundular.

İran’ın İsrail’e saldırısı hem İran halkının hemde Müslümanların gazını almaya yetmişti.

Ülkemizde ise 31 Mart 2024 Pazar⁩ günü yapılan yerel seçimlerde CHP birinci parti oldu. Bunun üzerine son yıllarda enflasyon altında adeta yelerde sürünen emekliler ve dar gelirliler hemen bir erken genel seçim yapılması için muhalefete özelliklede CHP ye baskı yapmaya başladılar.

Oysa görülüyor ki vatandaşlar bir erken seçim kararının nasıl alınacağını yeterince bilmiyorlar.

Erken Seçim Kararı Nasıl Alınır?

Anayasa’da “süresi dolmadan yeniden seçim” veya “erken seçim” gibi bir kavram bulunmuyor. Türkiye’de 16 Nisan 2017 Referandumu ile kabul edilen ve 9 Temmuz 2018 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’nde seçimlerin yenilenmesi durumu, “Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanı seçimlerinin yenilenmesi” başlığı altında Anayasa’nın 116. maddesinde düzenlenmiş durumda. Anayasa'nın 116. maddesine göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ’nin seçimleri yenileyebilmesi için 600 milletvekilinin beşte üç çoğunluğun yani en az 360 milletvekilinin oyuna ihtiyacı bulunuyor. Bununla birlikte Cumhurbaşkanının da seçimleri tek başına yenileme hakkı bulunuyor. 

Genel seçimler yapılalı zaten 16-17 ay oldu. 

Bir sonraki Türkiye genel seçimleri, en geç 7 Mayıs 2028 veya daha erken bir tarihte düzenlenecektir.

Bu tarihten önce bir erken seçim in yapılabilmesi için ne muhalefetin ne de cumhur ittifakının mecliste karar için gerekli 360 sandalyesi bulunmuyor. Dolayısıyla muhalefetinde erken seçim için yapacağı bir şey yok. Ancak yinede toplumun gazını almak için Özgür Özel Gebze’de yaptığı mitingde erken seçimi dile getirmek zorunda kaldı. 

İşin bir başka yüzü de ne cumhur ittifakından ne de muhalefetten yeni seçilen milletvekilleri de bu işe evet demezler. Çünkü milletvekilleri iki yıllarını doldurmadan bazı sosyal haklarını kaybediyorlar. Varını yoğunu seçilmek için ortaya koyan milletvekilleri de bir erken seçim için evet demezler. 

Erken seçim kararını verecek tek kişi de Sayın Cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanı da diyor ki “Bize yetki verdiniz. Biraz daha sabredin, dişinizi sıkın 2028 yılına kadar biz işbaşında olacağız. Erken seçim yoktur.”

Geriye tek şey kalıyor, oda siyasetçiler tarafından milletin gazının alınmasıdır. Son birkaç gündür siyasetçiler yaptıkları konuşmalarla bunun en güzel örneğini gösteriyorlar kürsülerden. 

En son Devlet Bahçeli 01 Ekim’de MHP Meclis Grup toplantısı sırasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i hedef almış, Özel’e vermiş veriştirmişti.  

Aynı gün TBMM’de düzenlenen yeni yasama yılı resepsiyonuna katılan MHP lideri Bahçeli, CHP lideri ile Özgür Özel ile selamlaşarak Özel’in elini sıktı.

Bahçeli, Özel’e “üzülme bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor, siyasetin gereği olarak,” dedi.

Özel, Bahçeli’ye “Celal (Adan) Bey gibi dostlarımız duygularımızı biliyor. Önemli olan doğru bildiğini söylerken saygıda, sevgide eksiklik göstermemek. Hürmetler ederim” cevabını vermişti.

Zaten yıllardır siyasiler önce millete gaz verir birbirine düşman ederler, oylarını alırlar. Seçilip meclise gittikten sonra “Biz bu sözleri siyaset icabı söyledik” derler.