Bizi derin acılar ve üzüntüler içerisinde bırakan 2020 yılından çıkıp 2021 yılına “Merhaba” dedik, Covid 19 salgını dolayısı ile her gün bir uçak dolusu vatandaşımızı kaybetmenin derin acısının içerisinde bulunduğumuz 2021 yılında sona ermesi herkes gibi bizimde en büyük dileğimiz.
“Merhaba” denilen her yeni yılda bulunduğu durumdan memnun olmayan çoğu kişi 31 Aralık akşamını bir fırsat bilerek “Bu zamana kadar var olan huyumu, suyumu ve davranışlarımın tamamını değiştireceğim yeni yılda çok farklı birisi olacağım” kararını verir.
Yepyeni umutlar ile giriş yaptığımız 2021 yılında beklediklerimizin tamamının hayata geçmesini beklemek elbette ki mümkün değil ancak hayal ettiklerimizin ve olmasını beklediklerimizin bir kısmını bile değiştirebilsek bundan hepimiz çok büyük fayda elde edeceğiz.
Mesela siyasetçilerimiz birbirleri ile olan anlaşmazlıklarını asgari düzeye indirebilmek adına var olan kavga dilini bir kenara bırakıp birbirlerine nezaket kuralları çerçevesinde hitap etseler.
Mesela 83 milyonu ilgilendiren tüm meseleler kamuoyuna açık şeffaf bir şekilde iletilebilse.
Mesela Vatandaşın temel ihtiyaçlarına nerede ise her hafta değil de yılda bir kez zam (Fiyat ayarlaması” yapılsa.
Mesela yurdum insanı kendisini de karşısındakini de bitiren “Benim dediğim doğrudur” ile başlayan iddialaşmaktan asgari düzeyde vaz geçse
Mesela artık taraflı tarafsız herkesi canından bıktıran saç baş yoldurtan ve ne işe yaradığı belli olmayan içi boş tartışma programlarına son verilse.
Mesela Eyyamcılıktan vazgeçilse
Mesela iş bulmada “Kart hamili yakinimdir” yanlışlığından vaz geçilse ve liyakat unsuru öne alınsa.
Mesela başta araç sürücüleri olmak üzere tüm yayalar trafik kural ve kaidelerine tam anlamı ile uysa, araç sürücüleri kırmızı ışık sonrası yeşil yanar yanmaz öndeki araçlara korna çalmasa.
Mesela hiç kimse yerlere tükürmese, Zaten yasak ancak kendi rızaları ile açık alanlarda sigara içmese.
Mesela artık bu ülkede kadın ölümleri son bulsa, kadına el kaldırılmasa.
Mesela herkes olabildiğince sokak hayvanları edinse en azından ağzı dili olmayan ve sadece sevgi-şefkat bekleyen bu “Sessiz canlılara” eziyet etmese.
Mesela vatandaşlarımız yalan yere yemin etmese, Din bir kazanç alanı olarak kullanılmasa.
Mesela böylesi bir yüzyılda kimse kimsenin giyimine , kuşamına, inancına karışmasa.
Mesela 83 milyon Türk insanının AB ülkelerinde yaşayan vatandaşların hayat standartlarına ulaştırılması için daha fazla adım atılsa.
Mesela
Mesela
Mesela.
Mesela Cahit Sıtkı Tarancı’nın
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.”
Dizeleri daha dikkatlice analiz edilse.
Ne hoş bir Türkiye olurdu.
Mesela…