Bilindiği gibi AK Partide kongre süreci olanca hızı ile devam ediyor, Genel merkezin aldığı karar uyarınca ilçe kongrelerinin tamamlanmasından sonra 28 aralık tarihinde il kongreleri başlayacak ve 2025 yılının mart ayında partinin 8. Büyük kongresi yapılacak.
Buraya kadar her şey normal normal olmayan ise ilçe kongreleri başlamadan önce genel merkezin bir isim üzerinde karar kılması ve karar kılınan isim dışında kalan hiç kimseye hayat hakkı tanınmaması.
Türkiye’de seçime katılan yada katılamayan çok sayıda siyasi parti var ancak seçmen şu sıralarda AK Parti –CHP-MHP ve İYİ Partinin yapacağı kongrelere daha bir dikkatlice bakma ihtiyacı hissediyor.
Müsavat Dervişoğlu’nun yapılan 3 adaylı kurultayda genel başkan seçilmesinden sonra başlayan il-ilçe atamalarının tamamlanmasından sonra belirlenecek takvim uyarınca ilçe-il kongreleri tamamlanacak sonrasında ise olağan büyük kurultay zamanı belirlenecek.
CHP ise parti içerisinde demokrasiyi en fazla işleten siyasi partilerin başında geliyor, CHP’nin ilçe ve il kongrelerinde çok adaylı bir süreç işletilirken yurt genelinde milletvekili adayları belediye başkan adayları ile birlikte meclis üyesi adayları bile ön seçim yani sandık yolu ile belirleniyor.
MHP’de de bir dönem çok adaylı ilçe ve il kongreleri yapılıyordu ancak son dönemlerde bizimde anlamakta zorluk çektiğimiz gerekçeler dolayısı ile genel merkez kongre yapmaktansan atama ile görevlendirmeyi daha uygun görüyor.
AK Partide ise yazımızın başında da anlatmaya çalıştığımız gibi kongreler artık şeklen yapılmaya başlanmış durumda.
İlçe ve illerde yapılan kongreler öncesi muhtemelen o ilçe yada il merkezlerinde genel merkeze yakın olan siyasetçilere “-Ne yapalım sizin bölgenizde süreci kiminle götürelim?” şeklinde sorular yöneltiliyor arkasından da o isimlerin verdikleri bilgilere göre bir isim üzerinde karar kılınıyor.
Sonrası hepimizin malumu İl başkanları aracılığı ile bildirilen karar uyarınca ismi üzerinde karar kılınan ilçe başkanı adayı ilan ediliyor aklından ilçe başkan adaylığı geçenler içinde “-Sakın ha aklınızdan bile geçirmeyin” uyarısı yapılıyor.
Böyle bir süreçte kongrelerinde bir anlamı kalmıyor, Salon tut, Bir sürü masraf yap, sağa sola koştur.
Madem tek aday üzerinde karar kılınıyor ve o isimden başkasının yapılacak kongrede divana liste verilmesi engelleniyor o zaman bir atama yazısı ile söz konusu yorgunluğunda önüne geçilebilir.
Bunu anlattığımız ve “-Hiç böyle bir uygulama olur mu” diye sorduğumuz kim varsa “-Sen haklısın ama siyasi partiler kanunu böylesi zamanlarda kongreleri şeklinde olsa mecbur ediyor” cevabını veriyorlar.
Bizde bu olup bitenlere demokrasi diyoruz.
Ne kadar inanırsanız.