“Ayrılık ne biliyor musun?
 Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte…

 İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık.

 Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi.

 Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık.

 Ödünç sesle konuşan bir kalabalık içinde kendi sesiyle silinmek.

 İnsanın yaşlandıkça kendi kuyusuna düşmesi. 

Ayrılık o küçük ölüm, usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan.”

“İnsan bağışlayarak yener yanlışı. 

İnsanın acısını insan alır.

 İyilik böyle kolay yenilemez…”
Ş.Erbaş