Afganistan'ın gerçeği olan ama bizde adına Kürt sorunu demektense terörist deyip, gerçekleri görmek istemediğimiz gibi Taliban'ın büyük direnişi ile geri döndüğü şu günlerde Afganistan gibi bir çok ülkenin, ailenin ve bin bir zorlukla ev kuran insanın içeriden vurulduğunu bir kez daha görmüş olduk.
Amerika ve 'kapitalizmin önde gelenleri' denen güçlerin "Demokrasi getireceğiz.." diyerek içeriden aldıkları destekle girdikleri Afanistan'ın yine bu güçler tarafından yani iç düşmanlarca terk edilip dün terörist denen bu gün ise iktidara gelen Afgan halkı destekli Talibana iktidarı teslim etmek zorunda kalmış ve Afgan halkının paralarını da uçaklara doldurarak kaçmışlardır.
Afganistan örnekli bir çok ülkeyi sayabileceğimiz şu dünyada insanların oluşturduğu ve her birinin kendisine göre birer devlet olan aileler arasında da yaşanır bu durum. Her aile bireyinin iktidar kavgası verirken adeta iç düşmana dönüşüp, aileyi paramparça ederek düşman saldırılarına açık hale getirirler...
Bunun en bariz örneğini entrikalar merkezi olan Bizans'ta görmek gerekir, bol saraylı Osmanlı'da baş kaldıran Yeniçerileri anımsayarak...
Ermenilere Karabağ'ı kaptıran Elçibey-Aliyev iktidar yarışı gibi Libya'daki aşiretlerin Irak ve Suriye'deki halkların, Afrika'daki siyah-beyaz yarışı ve buralarda yaşayanlara iç çatışmalar çıkartarak kendi kanlarında boğulmalarına neden olan iç kavgalar dışardan gelenlere hep fırsat vermiştir.
Kısacası ağacın kurdunun kendi içinden olduğunu bizlere hatırlatan ata sözlerini es geçip, suçluyu dışarda aramak saflığından vazgeçerek Amerika'ya ve tayfasına kızmaktansa bu kapıyı açanların başını çekenlerin kendimiz olduğunu yani darmadağın olmuş devletlere ve ailelere bakmak yeter artar bile..