​Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetmek için Türk milletinden yetki isteyip, seçilerek işbaşına gelenler sözlerim sizlere lütfen dikkat buyurunuz! Her devletin üzerinde yaşadığı milleti yönetebilmesi için onun yazılı bir sözleşmesi, daha doğrusu bir Anayasa’sı vardır. Sizlerde bu Anayasa’ya sadık kalmak için millet karşısında Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi kürsüsünden namus ve şerefiniz üzerineant içerek görev aldınız. 

​İlkelerinden ayrılmayacağınıza Türk Milletinin karşısında yemin ettiğiniz Anayasanın İlk 4 Maddesi Nelerdir önce onu tanımlayalım:

“I. Devletin şekli:

MADDE 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

II. Cumhuriyetin nitelikleri:

MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti:

MADDE 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.

Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

Millî marşı "İstiklal Marşı"dır.

Başkenti Ankara'dır.

IV. Değiştirilemeyecek hükümler

MADDE 4- Anayasanın 1'inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2'nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3'üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.”

​Şimdi: Yukarıdaki 4 Maddelik Anayasanın hükmüne göre, PKK yöneticileri ister Kandil’de olsun ister Avrupa’da, hiçbiriyle hiçbir şekilde müzakere kabul edilemez, edilmemeli!

​Türk yargısı tarafından ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edilmiş bulunan PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan ile de müzakere kabul edilmemeli, Öcalan’ın TBMM’de konuşturulması ve arkasından affedilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası kanunlarının çiğnenmesi, terörü bitirmek gayesi ile de olsa asla kabul edilemez, edilmemeli!

​Daha önceki Çözüm Süreci safhasında Oslo görüşmelerinde olduğu gibi T.C. Devleti terör örgütünü muhatap alamaz, almamalı. Böyle bir düşünce Türk Devleti ve terör örgütünü eşit kabul etmek demektir. Böyle düşünenlerin anlamadığı şeyi biz anlatalım: PKK, T.C. Devletine ortak olmak, ülkenin bir parçasında ayrı bir devlet kurmak için terör yapıyor. 

​Herkes aklını başına almalı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti toprakları üzerinde kumar masası kurulamaz, terör örgütüylepazarlık için el yükseltilemez. Türkiye Cumhuriyeti üniter bir devlet olarak kurulmuştur hiçbir etnik guruba ayrı bir millet muamelesi yapılamaz, ona toprak vaat edilemez. 

​Türkiye’nin bugünkü meselesi terör meselesi değildir, BOP düşüncesi paralelinde Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilerek Kuzey Suriye’de, Kuzey Irak’takine benzer bir Kürt devleti oluşturulmaya çalışılıyor. Hedefleri Türkiye’deki üniter yapıyı değiştirerek Kuzey Irak, Türkiye’nin güneydoğusu ve Kuzey Suriye’yi birleştirme projesidir. Niyetleri, gayet açıktır ve en son hedefleri: “Nil’den Fırat’a Büyük İsrail” Projesidir ve Türkiye’nin su kaynaklarına el koymaktır.

​Her gün ısrarla Anayasanın değişmesinden söz edenleri şimdi daha iyi anlıyoruz ki, onlar iyi niyetli değiller. Niyetleri, Türkiye’ye giren 15 milyon kaçak yabancıyı 86 milyon Türk nüfusu içinde eritip, “Ulus Devlet” yapısını ve üniter yapıyı değiştirip milletin çeşitliliğine göre federal bir anayasa hazırlamaktır. 

​Emperyalizmin en büyük hedefi Yugoslavya örneğinde olduğu gibi Ulus Devletleri federasyonlara ayırıp sonra da bölüp parçalamaktır. Türk Milleti bu oyuna gelmeyecektir. Çünkü şükürler olsun ki halâ sağduyu ve feraset sahibi güçler dimdik ayaktadır.