“Bir adam yanında, oltası ile balık avlayan çocuğu seyrediyordu. Çocuk oltanın her hareketi ile heyecanlanıyor ve kullanamadığı bacağını gövdesine çekip çığlık çığlığa bağırıyordu. Adam gülümseyerek oğluna bakıyordu içinden haykıra haykıra ağlayarak.”

Donmuş kar kokan sokaklarında buhar ve davudi sesli satıcılar,

Ellerinde geceye yetişecek öte beri ile kadınlar, telaşlı,

Caddelerden sarkan buz, meyvalardaki şehvet,

Bir senenin ardından evlerden yansıyan sıcak fırın alevi.

Yıllardan çok eski, bir soğuk memlekette yeni bir yıl,

Donuk mutfakları ısıtan tavuk ve bakliyat kokusu,

Harlı yanan sobanın kenarına ilişmiş bir çocuk beşiği,

Beşikte bir çocuk temiz sabun ve çivit kokuyor,

Çocuk ateşli, hasta annesi sobadan diye telaşsız, telaşı hazırlık.

Yıllardan çok eski yeni bir yılın gecesinde, çocuğun köpüren yüzünde,

Babanın ellerinden düşüp kırılan bardak, o çocuğun yüzünü görünce,

Çocuktan gelen kötü haber, ölmeye yatmak gibi,

Şehirde herkes evinde yurttan sesler ve kahkahalar,

Adamın kucağında çocuk, silik lambalı hastane odasında artık.

Yıllardan çok eski, çifte minareli şehirde akşam, hastanede bir hemşirenin elinde hayat,

Bir kadın ve bir adam, yaldızı dökülmüş hasta somyasında ağlıyor,

Çünkü çocuk ayaklarında hayatı taşıyan düşüklük ve felç

Kadın hayat boyunca ağlayacak, adam yıllar boyunca ağlayanlara ağlayacak.

Herkese mutlu ve sağlıklı yıllar diliyorum. Herkes mutlu olamayacak olsa bile.