Türk milletinin hayatında artık ezberlediği ve hepimiz açısından son derece önemli tarihler, günler vardır, o tarihler geldiğinde içimiz kıpır kıpır olur, seviniriz, gurur duyarız.
-Mayıs ayı bizim için önemlidir çünkü içerisinde 19 Mayıs var
-Nisan ayı önemlidir 23 Nisanı biliriz
-Ekim ayı önemlidir içerisinde 29 ekim gibi muhteşem bir tarih vardır
-Mart ayı önemlidir zira 18 Mart Çanakkale’dir.
-Eylül ayı çok mühimdir zira 09 Eylül’de dağlarında çiçekler açan İzmir yunan işgalinden kurtarılmıştır.
Söz konusu tarihlere yenilerini eklemek mümkün her biri bizim için çok ama çok önemli olan bu tarihlerde Türk milleti kendisini yurt edinmeye çalıştığımız bu coğrafyadan söküp atmak isteyen emperyalist güçlerin tamamını yerle yeksan etmiştir.
Ancak bütün aylardan en azından bizim için daha önemli olan bu öneminden dolayı “Zaferler ayı” olarak nitelendirilen Ağustos Türk milletinin kurtarıcısı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK gibi bir dehanın Türk milletinin var olmasını sağlayan moral değerlerinin en üst noktada kalmasını sağlayan mübarek bir aydır.
26 Ağustos Büyük taarruzTürk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olan 26 Ağustos 1922 günü saat 03.00’de Başkomutan Mustafa Kemal ATATÜRK ,Genelkurmay Başkanı Mustafa Fevzi Çakmak ve Batı Cephesi Komutanı Mustafa İsmet İnönü ordugâhtan Kocatepe’ye gelmiş ve saat 05.00’de top atışlarıyla Büyük Taarruz başlamıştır.
Mustafa Kemal’in Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra 19 Eylül 1922’de TBMM’de söylediği, “Ordumuz, vatanımız içinde bir tek düşman askeri bırakmayıncaya kadar takip, baskı ve taarruzuna devam edecektir” sözü gerçekleşmektedir.
Belirtmekte fayda var, Osmanlı Devleti’nin Avrupa’daki yayılışı 1683’de Viyana da son bulmuş, Anadolu’ya kadar uzanan geri çekilme başlamıştır. Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle galip devletlerin Osmanlı coğrafyasını paylaşma girişimlerine karşı Anadolu çeşitli çapta muharebelere ev sahipliği yapmıştır. Bu muharebeler zorlu şartlarda gerçekleşmiştir.
Orduların karşılıklı mücadelesi olarak bilinen savaş kuralı, Sakarya Meydan Muharebesi’nde sadece iki ordu değil, iki milletin de karşı karşıya gelerek savaştığı bir kurala dönüşmüştür. Büyük Taarruz ve Başkomutan Muharebesi ile Kurtuluş Savaşı’nın son safhası zaferle tamamlanmıştır. Bu zafer, ulusu bağımsız, yurdu bölünmez yapmıştır. Ayrıca sömürgeleşmiş ve yenik düşmüş uluslara da umut ve cesaret kaynağı olmuştur.
Atatürk’ün askeri dehasının Büyük Taarruz ve Başkomutan Muharebesinin kazanılmasındaki rolü; Türk milletinin özünde var olan hür ve bağımsız yaşama azmini harekete geçirerek; Türk kuvvetlerinin muharebe gücü unsurlarındaki eksiklikleri kuvvete dönüştürme başarısında yatmaktadır.
Türk milletinin Vatan sevgisi ve kahramanlık özellikleri ile beslenen azmi bu süreçte Mustafa Kemal Atatürk’ün etkili silahı olmuştur. Bu zafer ulusu esaretten, vatanı işgalden kurtarmış; Cumhuriyet’e giden yolun başlangıcı olmuştur.
Ölüm kalım mücadelesi içerisine geçen ve Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK komutasındaki Türk ordusu tarafından kazanılan savaşın bize göre üç alanda üç önemli sonucu olmuştur.
Askeri Sonuçlar
Yunan ordusu mağlup oldu ve uzun süre toparlanamayacak şekilde imha edildi. 200 bin mevcutlu ordunun 120 bin-130 bin kişinin öldüğü, yaralandığı ve esir edildiği tahmin edilmektedir.
Büyük Zafer’in Türk milletine insan zayiatı yönünden maliyeti ise 2 bin 318 şehit, 9 bin 360 yaralı, 101 esir ve Bin 697 kayıp olmak üzere toplam 13 bin 476 kişidir.
Büyük Taarruz’da Türk ordusunun zayiat oranı yüzde 6.3, Yunan ordusunun zayiat oranı ise yüzde 65’tir (on misli).
Kazanılan zafer, Türk topraklarının işgal kuvvetlerinden tamamen temizlenmesini sağladı.
Bu günün Türk askerine, gerektiğinde nelere muktedir olabildiğinin örneğini verdi. BU zafer, jeopolitik bir düşünceyi de doğruladı “Anadolu istila edilemez.”
Türk milleti ne kadar zayıf olursa olsun yine bir ordu çıkarır ve vatanı için savaşır. Savaşmak zorundadır da. Bu nedenledir ki İkinci Dünya Savaşı’nda ne Hitler ne de Stalin Türkiye’ye taarruz edemedi.
ATATÜRK Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz ile dünya askeri tarihinde ilk defa “topyekun savaşın” örneğini verdi.
Siyasi Sonuçlar
Askeri güçle kabul ettirilmek istenen Sevr Anlaşması, Türk askeri gücü ile muharebe sahasında yırtılmış oldu. Lozan Barış Anlaşması’nın yapılmasını sağladı. Türkiye Misak-ı Milli’nin coğrafi hedeflerine ulaştı.
Bu zafer, 4 bin yıllık Türk tarihinde en uzun barış dönemini sağladı. Ancak büyük zaferler, uzun süreli barış dönemleri sağlarlar.
Türk’ün zaferi karşısında Yunanlıların yenilgisi de o kadar ağır olmuştur. Yunanlılar yenilgiden sonra;
-Krallarını kovdular.
-Yenilgiden birkaç gün sonra büyük askeri ihtilal oldu.
-“Büyük Yunanistan” hayali peşinde koşan Başbakan Venizelos Yunanistan’dan kaçtı.
-Yenilgiden sorumlu tutulan başkomutan ve başbakan idama, bir amiral ve bir general müebbet hapse mahkum edildi.
Yunanlılar bu yenilgiden maddi ve manevi olarak o kadar yıkılmıştır ki, yenilginin sonuçları bugünkü Türk-Yunan ilişkilerinin kaynakları olmuştur.
ATATÜRK, Büyük Taarruz’da düşmanı yenmeyi, zaferi sadece bir araç olarak görmüştür ve zaferden sonra şöyle demiştir: “Hiçbir zafer gaye değildir. Zafer ancak kendisinden daha büyük olan bir gayeyi elde etmek için belli başlı vasıtadır.”
Sosyal Sonuçlar
Türk milletinin “esir edilemez” bir millet olduğunu bir kez daha ispatladı.
Türk’ün, devlet kurucu, teşkilatçı, yoktan bir ordu var eden bir millet olduğunu ispatladı.
Türk’ün, büyük devlet adamları ve komutanlar yetiştiren “asker millet” olduğu bir kez daha gösterildi.
Bu nitelikleri ile sömürgeci devletlerin ellerinde esir olan bütün mazlum milletlere örnek oldu.
Bu zafer, Türk inkılabının temel taşı oldu ve modern Türkiye’nin doğuşunu başlattı.
Böyle bir zaferi bize hediye ettikleri için başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, Mustafa İsmet İnönü, Mustafa Fevzi Çakmak olmak üzere tüm silah arkadaşlarını bir kez minnet ve şükran ile anıyoruz.
Mekanları cennet olsun.
Zaferler ayında Zafer bayramı kutlu olsun.