“Demiri demirle dövdüler, Biri sıcak biri soğuktu,
İnsanı insanla dövdüler biri aç biri toktu./ Pir Sultan Abdal”
Türkiye de ekonomik tablo her geçen yıl giderek bozuluyor. Daha önceki yazılarım da yine yazdım, 2002 yılında bugün ki iktidar işbaşına geldiğinde Türkiye’nin ekonomik durumu Güney Kore ile aşağı yukarı aynı seviyeler de idi. 2020 yılında Güney Kore de kişi başına düşen milli gelir: 31, 852 dolardır. Türkiye de kişi başına düşen milli gelir ise neredeyse bunun dörtte biri: 8,653 (Dünya ülkelerinin kişi başına düşen milli gelirlersıralamasında ise 2020 yılı itibarı ile Türkiye: 86. sırada)
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek işbaşına geldiğinde Türk Milletinde bir umut, olumlu bir hava oluşmuştu ama bugün görüyoruz ki, o umutlar da tükenmiş vaziyette. Hele 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden sonrası için ekonomistlerin görüşü kap kara bir tablo gösteriyor.
Bağımsız olması gereken Merkez Bankasına yapılan müdahalelerle normal seyrinde gitmesi gereken döviz kuru ve faiz kararları, milleti hepten fakirleştirmiştir. “Ben ekonomistim,”“nas var nas,”“sana bana ne oluyor” gibi sözlerle faizleri önce %8,5’lara kadar düşürüp, şimdi ise 42,5’e çıkarmak ekonominin hangi kitabında yazıyor?
Seçim kazanmanın çeşitli yöntemleri vardır. Kimi iktidarlar birleştirici, bütünleştirici Mustafa Kemal Atatürk gibi kendi insanını motife eder, halkının güvenini kazanarak iktidarda kalmayı başarır. Kimi iktidarlar da bugün olduğu gibi milletin bir kısmını kendisine konsolideeder, diğer kısmını ötekileştirerek, sanal düşman yaratmak suretiyle iktidarda kalmayı başarır. İşte bizim iktidarımız da tam da bunu, 22 yıldır başarıyor.
Hükümet, bu ayırımcılığı Emekli Aylıklarına yapılan son ayarlamalarda da yapmıştır. Bu ayrımcılık, hayatlarının son demlerini insanca yaşamak isteyen iki gurup emekliyi dahi birbirine düşman haline getirmiştir.
Yakın geçmişte EYT’liler Normal emeklilik haklarından faydalanmak isterken hükümet onların bu haklarını vermemek için uzun müddet direndi. Ancak 2023 Genel Seçimleri yaklaştığında muhalefet partilerinin de baskılarıyla EYT’lilerin de normal eşit emeklilik haklarından yararlanmaları yönünde seçim yatırımı içinücret ayarlamasına razı oldu.
Fakat bugün görüyoruz ki, EYT’lilere verilen haklar, milyonlarca normal emekli maaşı alan emeklilerden kesilerek onlara verildiği görülüyor ve iki kesim emekli karşı karşıya getiriliyor.
Yine anlaşılmadık diğer bir konu, SSK ve BAĞKUR emeklilerine %37 + %5 zam verilirken, Memur Emeklilerine seyyanen 8 Bin TL,+ buna ilaveten %48maaşlarında artış sağlanıyor. Peki, ama emekli sınıfları arasındaki bu farkın akılla mantıkla bir izahı var mı, izahı olmayan bir şeyin mizahı olmaz mı? Olur, ancak bu mizah bir kesim emekli için maalesef kara mizah oluyor.
Diğer bir adaletsizlik, emekli maaşlarıyla Asgari ücret arasındaki dengenin yıllar geçtikçe tersine dönmüş olması. Aşağıdaki tabloda AKP İktidarı işbaşına geldiğinde en düşük emekli aylığıyla asgari ücret arasındaki farklar açık seçik görülürken yıllar geçtikçe emeklilerin mağduriyetinin büyüdüğü görülüyor.
SSK ve BAĞKUR Emeklilerine yapılan bunca haksızlığa rağmen Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleriyle 2024 Yılı: “Emekliler Yılı” ilan edildi. Kutlu Olsun Türkiyem!
En Düşük SSK Emekli Aylığı (TL) Asgari Ücret (TL)
ARALIK 2002 257,528 184,938
OCAK 2003 332,528 225,000
OCAK 2004 364,681 303,500
OCAK 2005 424,000 350,000
OCAK 2006 463,000 380,000
OCAK 2010 668,28 576,000
OCAK 2015 1.071,69 1.000,54
OCAK 2019 1.000,00 2.020,00
OCAK 2020 1.000,00 2.324,00
OCAK 2021 1.500,00 2.825,90