Son yılların en büyük belası ve fitnesi
Algı operasyonları
Linç Kültürü
Ötekileştirme/Şeytanlaştırma
İtibar Suikasti 
Münafıklık 

Bunlardan beğen, beğendiğini al kullan at. Nasıl olsa toplumda sana alkış tutacak bir tayfa var.

Bizzat bunu yaşayan, belediye başkanı ve siyasetçi dostumuz ile aramızda  geçen diyaloğa binaen sadece şunu soruyorum;

Hani bir fasık size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştıracaktınız?

Linç; 
halktan bir topluluğun bir kesimin, bir suçluyu ya da kendilerine göre suç olan bir davranışta bulunmuş birini, (yumruk, taş, sopa gibi araçlarla döve döve öldürmesi.) Yok etmesi/İtibarsızlaştırılması/Şeytanlaştırılması, toplum nezdinde kişiliksizleştirilmesi, bir değer taşımadığının ortaya konulmasıdır.
{Linç, Amerikalı bir yargıcın adıdır. Normalde bir lahana yetiştiricisi olan Charles Lynch (Linç) Amerika’nın iç savaşla çalkalandığı günlerde yargıçlık yapmıştır. 
Beğenmediği herkesi yargılayan ve garip cezalar veren Linç, hızlı ve adaletsiz yargılamanın adı olmuştur.
Sanıkları adil bir yargılama olmadan kalabalığın önüne atan Lynch’in bu cezaları Senato tarafından onaylanmış ve tarihe Lynch yasası olarak geçmiştir.

Linç, yığınlar eliyle infazdır. Cehaletin göstergesidir. Toplumsal ve kişisel cehaletin.....}

Linç kültürünün siyasi yaşamda argümanları ve karşılığı; 

Algı operasyonu; 
Kamuoyunu sanal ve doğru olmayan bilgilerle yönlendirmeye ve etkilemeye algı operasyonu denir. 
PSİKOLOJİK YÖNLENDİRME, DOĞRU DÜŞÜNCEYİ ETKİLEMEK, ALDATMA ÜZERİNE KURULU
SIK YALAN SÖYLEMEK, 
BU YALANA İNANDIRMAK
Adolf Hitler'in Propagandalarını Planlayan, En Yakınındaki Sadık Bir Adam: Joseph Goebbels
Goebbel teknikleri;

-“İnsan beyninin tembelliğini unutmayın ve ona göre hareket edin. Tembel zihin propagandayı daha kolay sindirir."

Bizdeki karşılığı; “”Dedikoduyu zekiler çıkarır, akılılar yayar, aptallar inanır,””
-Halkın zihni her zaman sıcak tutulmalıdır,

-Düşmanınıza odaklanmaktan geri durmayın,

-propagandanın hedefi her zaman kalabalık toplum kitleleri olmalıdır."

-“yalan söyleyin, mutlaka inanan çıkacaktır. olmazsa, yalana devam edin”

-“bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar”

-“bir insana yalan olsa bile bir söylemi sürekli tekrarlarsanız, o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser ve savunur”

-“söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur ve insanların o yalana inanması da o kadar kolaylaşır”

-“halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır”

-“hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin”

-“asla rakibinizin üstün bir yanı olduğunu kabul etmeyin”
-“asla kendinizden başka birine hareket alanı bırakmayın”

-“asla kabahat ve suç üstlenmeyin”
-“sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın”

-“bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım”

-“her zaman etrafınızda bir yalaka ordusu bulundurun”

-“prestij ve karizma sahibi lider, propaganda işini çok kolaylaştırır”

-“ilk sözü kim ne kadar güçlü ve bağırarak söylerse, o kazanır”

-“önemli olan aydınlar değil kitlelerdir. çünkü onları kandırmak çok kolay”

İtibar suikastı;
Manevi şahsiyeti kimselerin şeref ve haysiyetini ayaklar altına alacak, itibarsızlaştıracak, 
ötekileştirecek halk gözünde şeytanlaştıracak 
eylemlerde bulunulmasıdır.  

Birde MÜNAFIK KÜLTÜR var.
Münafık kavramı islam yayıldıktan ve geliştikten sonra Medine’de ortaya çıkmıştır.
 Peygamber efendimizin Mekke yaşantısında onunla birlikte olanlar münafıklıkları, aldatma durumları yoktur. 
Münafık kültürü Medine’de ortaya çıkmıştır. Toplumsal bir hastalık.

-Yalan söyler
-Emanetlere ihanet eder
-Verdiği sözleri yerine getirmez.
Bu kişilik bozulmasıdır. Ve maalesef siyasette sık sık karşımıza ortaya çıkmaktadır bu durum.

Maalesef günümüz siyaseti 
LİNÇ KÜLTÜRÜ
MÜNAFIK KÜLTÜR kavramları etrafında dönmektedir.

Halbuki siyaset 
“iyilik yapma sanatıdır.” 

Siyaset;
“Hizmet etme mekanı ve makamıdır.”

 insanların gözünden kaçırdığı bir husus var;

Maalesef siyaset  tarzı artık bölücü terör örgüt mantığı ile yapılmaktadır. 

Bölücü terör örgütünün kendi açısından geliştirmiş olduğu “taktikler”, “stratejiler”, “yöntemler”, “söylemler” vardır. Ve yaklaşık 50 yıldır bu taktikleri kullanmaktadır. Ve maalesef bu taktikler günümüz siyasetinde de kullanılmaktadır.
 
Algı operasyonları, kara propoganda teknikleri, linç kampanyaları, algı operasyonları, infaz kültürü uygulanmaktadır. 
Ve malesef siyasetçiler bu bölücü dağ argümanlarını kullanmaktadır.

Artık aynı parti içerisinde siyaset yapan “bireyler” veya “gruplar” birbirlerine karşı acımasızca hareket edebiliyor. Yok etme veya yok olmama stratejisinden hareket ediyorlar. Bu bir örgüt tekniğidir. 

Örgüt mantığında literatüründe sadece öldürmek yok etmek var. Ve belli kalıplarla hareket ediyorlar.

Bu argümanları tanımlamadan, niçin neden sebeplerini ortaya koymadan siyaset yapılamayacağı açıktır.

Siyasi partilerin başkanlarının, il başkanlarının, belediye başkanlarının veya milletvekillerinin söylem ve ifadeleri ile yürümeyeceği açıktır, bu zehirli söylemlerin ortadan kaldırılması gerektiği gayet açıktır.

Türkiye de siyaseti yorumlarken terör örgütlerinin ortaya koyduğu mantaliteyi görmeden tanımadan çözümlemeden siyaseti yorumlamamak gerekir. 

Siyaseti bunlardan arındırmak gerekir

Siyaset meşru zeminde meşru ve hukuki yollarla insanlara hizmet üretebilme yapabilme sanatı ve işidir. 

Esen kalın.