Gün geçmiyor ki Batı Dünyasından İslam ve Türk düşmanlığına dair bir hadisenin haberiyle karşılaşmayalım. Belli ölçüde sokaktaki halkla barışık olsak da, batılıların akademisyen, asker ya da siyasileriyle bir türlü barışık olamadık. Nedense bir türlü sevemediler bizi ve sevmediklerini de her fırsatta göstermekten geri durmadılar.
"İslam ve Türk Düşmanlığı" sözünü özellikle kullandım; çünkü onların gözünde İslam demek Türk, Türk demek de İslamla aynı manaya geliyor. Onların (sırf Müslaman oldukları için) bir Mısırlıya, Malezyalıya veya bir Faslıya düşman olduklarını göremezsiniz. Çünkü Türkiye haricindeki İslam ülkeleri Batılılar için çok fazla tehlike arzetmez. Bu sözümü sakın ola ki Türklerin tehlikeli oldukları manasında anlamayın. Tehlikeli olmak göreceli bir kavramdır, kime göre ve neye göre tehlikeli olunduğunun iyi bilinmesi gerekir.
Evet, kadim bir medeniyetin ve asil bir dinin mensupları olarak biz Türkler Batı Dünyası için son derece tehlikeliyiz.
Çünkü biz, dünün yedi cihana hükmetmiş Osmanlısı, bu günün de hızla gelişip büyüyen Müslüman Türkiyesiyiz.
Çünkü biz, (ne yazık ki pek çok Müslüman ülke gibi) kabuğuna çekilmiş ve başına da kukla bir yönetim oturtulmuş bir ülke değiliz.
Çünkü biz, dünyanın neresinde olursa olsun, kanayan bir yara gördük mü ciğeri yanan ve onu dindirmek için herşeyini ortaya koyan bir milletiz.
Çünkü biz, artık kendi savunma ve silah sanayisini kurmuş, Suriye'de, Libya'da ve Karabağ'da zalime kan kusturup mazluma kucak açmış bir milletiz.
Çünkü biz, daha dün ithal ettiğimiz silahları ve sihaları bugün dünyanın pek çok ülkesine satmaya başlayan güçlü bir ülkeyiz.
Hal böyle olunca, Türkiye'ye yapılan her saldırı İslam'a, İslama yapılan her saldırı da Türklere yapılmış bir saldırı olarak anlam kazanıyor.
Sormak istiyorum size, İsveç’te Kur’an'ın yakılması, Norveç’te Kur’an’ın yırtılması ve Fransa’da Charlie Hebdo’nun Hz. Peygamber’i tahkir eden karikatürlerinin yayımlaması gibi olaylarda kaç tane Müslüman ülkesi Türkiye kadar ciddi manada tepki gösterdi?
Bu tür tepkileri Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ya da Suudi Arabistan gibi kukla yönetimlere sahip ülkelerden beklemek zaten abesle iştigalden başka birşey olamaz.
Zannediyorum ki Batının Müslüman Türklere olan düşmanlığı Dünya var oldukça devam edecek. Çünkü her şey zıddı ile kaimdir. Kilisenin empoze ettiği Türk ve Müslüman düşmanlığı ile beslenen Hristiyanlık alemi bizi asla sevmeyecektir. Sanki çok da umurumuzdaydı, kinlerinde boğulsunlar...
Yazımın hu bölümünde, Hitler’den kaçarak 1933’te Türkiye’ye gelen ve İstanbul Üniversitesi İktisat ve Hukuk fakültelerinde dersler veren Alman asıllı profosör Fritz Neumark'a ilişkin bir anıya göz atalım;
Bir kısım öğrencisiyle Boğaziçi’nde geziye çıkan Neumark, öğrencilerinden birinin "Avrupalılar bizi neden sevmez" sualine şu cevabı verir;
"Çok samimi olarak itiraf edeyim ki, Avrupalı Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir. Çünkü, kilisenin Türk ve İslam düşmanlığına yönelik asırlardır süren söylemleri, Hristiyanlar’ın hücrelerine kadar sinmiştir.
Sebeplerine gelince;
1- Müslüman olduğunuz için sevmez. Ama ola ki, laik olmak şöyle dursun, Hristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam eder.
2- Sizler farkında değilsiniz ama, onlar şu gerçeğin farkındadırlar; Tarihten Türk çıkarılırsa ortada tarih kalmaz. Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa, bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir.
3- Avrupa’nın pazarı idiniz, şimdi Avrupa’yı pazar yapmaya başladınız.
4- En az 400 yıl Avrupa’da, sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz.
5- Selçuklular Anadolu’yu, Osmanlılar ise Orta Avrupa ve Balkanları Haçlı Ordularına mezar ettiler.
6- Sizi silah ile yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek hakimiyet sağladılar. Önce, giyiminizden hayat tarzınıza kadar ahlaki değerlerinizi yıpratmaya, sonra da kendi içinizde sizi bölmeye başladılar.
7- Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslamiyet uğruna her şeyini feda etmeseydi, İslamiyet bu gün belki sadece Hicaz’da varlığını devam ettirebilirdi. Kaldı ki Vahhabiliği kuranlar da İngiliz Dominyon Bakanlığının adamlarıdır. Batı, her yerde İslamiyet’i sapık inançlara kanalize etti, ama Osmanlı asr-ı saadeti devam ettirdi.
İfade ettiğim sebeplerle kilise size kin kusmaktadır.
Ben Türkiye’ye geldiğimde iki üniversiteniz vardı, şimdi (yani o tarihte) 19 üniversite var. Osmanlı zamanında ise her yerde bir medrese vardı. Tarihinize bakın; her medresede ilim tedrisatı vardı. İlk denizaltıyı Osmanlı’nın yaptığını belki de çoğunuz bilmiyorsunuz, ama Avrupa bunu biliyor.
Sizler gerçek hüviyetinize, kimliğinize döndüğünüz zaman Avrupa’nın refahı ve medeniyeti yıkılır. Ama bu şartlar da çok zor."
Alman profosör bizi ve Avrupalıların endişelerini dürüst ve samimi olarak ne güzel dile getirmiş değil mi...
Batıdaki Türk ve Müslüman düşmanlığı bazı ülkelerde artık neredeyse bir politikaya dönmüş vaziyette. İçinde bulunduğumuz aylarda Müslümanlar olarak sadece salgınla değil, ne yazık ki Batı ülkelerinde yükselen İslam düşmanlığı ile de mücadele ediyoruz. Bazen insanın aklına "Virüs mü daha tehlikeli, yoksa Türk ve İslamofobi mi" sorusu gelmiyor değil...
Esen Kalın...