Çoğumuzun bir bez parçasından ibaret sandığı mendil, aslında kadim kültürümüzün sembolik unsurlarından biridir...

Eski önemini, değerini ve fonksiyonlarını kaybedip zaman çarkının dişlileri arasında bezden kağıda kadar indirgenen mendil, artık doğumdan ölüme kadar yaşamın her evresinde ihtiyaç duyduğumuz bir nesne olmaktan ziyade, ağırlıklı olarak temizlik amaçlı bir meta haline geldi.

Onun geçmişte yerine getirdiği pek çok görev ise günümüzde artık başka başka nesneler tarafından icra ediliyor...

Kelime anlamı “küçük havlu, peçete, yağlık” olan mendil, el ve yüz temizliğinde, güneşten korunmakda ve teri silmekde kullanılan, pamuklu, keten ya da ipek bir malzemeden dokunan kare biçimli bir nesne olarak tanımlanıyor. Divanü Lûgat-it-Türk’te “burun temizlemek için koyunda taşınan ipek kumaş parçası” manasında 'ulatu' ismiyle yer almıştır.

Bazı kaynaklar mendil sözcüğünün 'yer değiştirmek' manasındaki Arapça 'mindil' kelimesinden Türkçe'ye geçtiğini yazmaktadır. Günümüzde Anadolu’da mendil yerine en çok tercih edilen kelimelerden biri 'yağlık' iken, çevre, çember, destimal, makrame gibi kelimeler de mendil kavramını ifade etmek için kullanılmaktadır...

Yapılan araştırmalar, Türk kültüründe mendilin tarihini Uygur dönemine kadar geri götürmekte...

Eski mendillerin dilleri varmış. Söylenmek isteyip de söylenemeyenler hal dili ile konuşan mendillerle ifade edilirmiş. Genç kızlar yüreklerindekileri işledikleri mendillere dökerler, sevenler sevgilerini, evlenmek veya ayrılmak isteyenler de taleplerini mendillerle ifade ederlermiş. Mendildeki her motif bir acıyı, aşkı, özlemi ve mutluluğu bildirirmiş...

Geçmişte olduğu gibi günümüzde de bazı insanlar hastalıklarına şifa bulmak için türbelere, yatırlara ve ağaçlara mendil bağlarlar...

Türkülere, manilere, bilmecelere, masallara ve efsanelere sıkça konu olan mendil, meddah gösterilerinde, halay gibi bazı halk oyunlarında ve geleneksel Türk tiyatrosunda önemli bir aksesuar olarak kullanılmış ve halen de kullanılmaktadır...

Örneğin bir Adana manisinde mendilden şu şekilde söz edilir:

Mendilim yele yele,

Ben düştüm gurbet ele,

Yedi mendil eskittim,

Gözyaşı sile sile..

Genç kızlar geçmişin aşk arabulucularından olan mendillere sevdikleri erkeklerin isimlerinin baş harflerini değişik renklerde işleyip göğüslerinde saklarlarken, erkekler de mendillerin içerisine bazen para, bazen çiçek, bazen de mektup koyarlar ve çocukların eline tutuşturup sevdiklerine yollarlarmış. Sözkonusu mendillerin renkleri ve bunlara işlenen her motif kendi içinde derin manalar taşırmış...

Geçmişte el, yüz ve burun silmek, teri kurulamak, çeşitli eşyaları taşımak ve üzerine yiyecek sermek gibi çeşitli işlerde kullanılan mendile Türk kültüründe yüklenen mana oldukça fazladır. Doğum, evlilik ve ölüm adetleri çerçevesinde mendilin haber verme, bildirme, iletişim sağlama ve kısmet açma gibi çok sayıda işlevinden söz etmek mümkün. Bu işlevlerinin yanında, mendil eskiden Anadolu’da en güzel hediyeliklerden biriymiş. Müjde verene, yeni doğan bebeklere, sünnet olan çocuklara, askere giden gençlere, taziyeye gelen misafirlere, yeni evlenen çiftlere, sağdıçlara ve bayramlaşmaya gelenlere mendil hediye edilirmiş...

Türk kültüründe ve Anadolu düğün geleneklerinde mendil, bugün bile gelin çeyizlerinin en önemli eşyalarından

biridir. Eski Anadolu geleneklerine göre, düğünlerde kız ve erkek tarafları birbirlerine hediye olarak pek çok şeyin yanı sıra işlemeli mendiller de gönderirlermiş. Yine düğün davetiyesi yerine de adına 'okuntu' denilen mendiller gönderildiği olurmuş...

Bütün bu işlevlerin dışında, kırıkları ve yaraları sarmak, gömleğin yakasını kirlenmekten korumak içün boyna bağlamak, üstüne gül yağı veya amber damlatılıp zaman zaman koklamak için de mendil kullanılırmış. Vedalaşmalarda mendil sallanır; bir şeyi hatırlamak için de mendilin ucu düğümlenirmiş...

Anadolu'nun bazı yörelerinde düğün evine asılan bayrak direğinin ucuna mendil bağlanır, kına yakılan gelin ve damadın elleri ise nazardan ve kötü ruhlardan korumak için kırmızı bir mendil ile sarılırmış...

Geçmişte olduğu gibi bugün de erkek ve bazı yöresel kadın kıyafetlerinde kıyafeti tamamlayan bir aksesuar olarak mendil kullanılır...

Geçmişte ve günümüzde pek çok fonksiyona sahip olan ve hatta eski zaman insanlarının bir statü aracı olarak gördüğü kumaş mendiller ne yazık ki günümüzde artık nostaljik birer nesne haline geldiler. Modern çağın ve gelişen teknolojinin vahşi dişlileri eskinin işlemeli ve rengarenk bez mendillerini gerek fizikî görünüm ve gerekse işlev bakımından büyük bir değişime uğratarak kağıda kadar indirgedi. Kısacası, günümüzde artık o eski konuşan mendillerden eser yok...

Hiçbir kültürel değerin teknolojiye yenik düşmemesi dileği ile yazımızı bir mani ile bitirelim;

Mendilim turalıdır,

Sevdiğim buralıdır,

Geçme kapı önünden,

Yüreğim yaralıdır...

Esen Kalın...