Tüm Türkiye’nin sonucunu  büyük bir merak içerisinde beklediği seçim nihayet gerçekleşti, 14 Mayıs Pazar günü sabah erken saatlerinden itibaren sandık başına geçen seçmen siyaseten kendi tercihi doğrultusunda oy kullandı.

15 mayıs sabah saatlerinde Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kaldığı netleşmiş oldu, TBMM’de de şu aşamadan cumhur ittifakına mensup partilerin TBMM’de çoğunluğu sağladığı aşağı yukarı netleşmiş oldu.

Seçmenin bu seçime katılımının yüzde 90’larda olduğu kabul edildiğinde , siyasetçilerin seçim süreci boyunca yaptıkları propagandanın seçmenin sandığa gitmesinde etkili olduğu görülüyor.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalmış olması bizim 15 gün daha siyaset ile yatıp siyaset ile kalkacağımızı gösteriyor, İkinci turda nasıl bir sonuç çıkacağı seçmenin nasıl bir karar vereceği de 15 gün sonra belli olacak.

Biz seçim sürecinin başladığı günden itibaren seçimin bir savaş olmadığı seçimi kim kazanırsa kazansın hayatımızın devam edeceği günlük yaşantımızın bir gün önce olduğu gibi süreceğini söyleyip duruyoruz.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin 15 gün sonraya kalması bizim nasıl bir siyaset ile karşı karşıya kalacağımız noktasındaki soruları da şimdilik cevapsız bıraktı , Dolayısı ile önümüzdeki 15 gün içerisinde daha çok TBMM’nin yenilenen yeni yapısı ile ilgileneceğiz.

Her seçim o ülkede yaşayanlar için yeni bir umut yeni bir başlangıçtır, yapılan her seçimde insan hayatını kolaylaştıracak yeni atılımlar beklenir ülke sınırları içerisinde yaşayan milyonlarca vatandaşta kendi hayatının kolaylaşması adına umudunu tazeler.

Biz sade bir vatandaş olarak 15 günlük süre zarfında henüz bizi nasıl bir siyasetin beklediğini bilemiyoruz, bugünden itibaren Cumhurbaşkanı adaylarının sahada yapacakları çalışmalar yeni Cumhurbaşkanının kim olacağını da netleştirecek.

İki haftalık süre zarfında bizim son derece sakin bir siyaset izlememiz gerekiyor, sert dilin uzlaşmaz tutumun hiçbir faydası olmadığı tam ortada iken daha yapıcı bir dilin hayata geçmesi hepimizin temel beklentisi.

İşin sonunda hepimizin seçmenin tercihine saygı duymamız gerektiğine inanıyoruz.

Seçmen ne diyorsa odur.

Dünde böyleydi, bugünde böyle yarında bu şekilde olmalı..

Demokrasiye inanmamız gerekiyor.