Daha önceki bir yazımda okyanus ötesinden gelen dalgaların gün geçtikçe tsunamiye dönüşeceğini belirtmiştim.
Bu iddiama kanıt olarakta muhalefetin ve büyük basının bildiği halde kendileri de sağından solundan nemalandığı için çok dillendiremediği ve sonunda bir mafya liderinin twit ve görüntülerle gündeme getirdikleriydi.
Yani mevcut iktidara çok da sıcak bakmadığı ileri sürülen okyanus ötesinin, yolcu etmek istediği iktidarı yıpratan delil ve belgeleri başta sanal ortamda olmak üzere çeşitli alanlarda gündeme sızdıracağını “Twitter Darbesi” başlıklı yazımda da anlatmaya çalışmıştım..
Çünkü cemaat lideri iken etekleri öpülüp, sümük salyaları silinenin başını çektiği darbe girişimi ile başlayan ve bu günlerde unutulan ama halen bulunamayan 128 Milyon dolar hikayesinin de okyanus ötesinden gelen dalgalar olduğunu belirtmiş bugün yaşanacakları anlatmaya çalışmıştım..
Yani saman balyalarını saran teller önce koparılacak, sonra estirilecek rüzgarla uçuşacak olan samanın altındaki suyun ortaya çıkacağını anlatmaya çalışmıştım.
Ve öylede oluyor…
Her geçen gün fırtınaya dönen samanlığın tozu ortalığı toz duman etmiş..
Neyi anlatmak istediğimizi daha iyi anlatmak için İskender Pala’nın "İki Dirhem Bir Çekirdek" adlı kitabında yer alan “Saman altından su yürütme” hikayesiyle anlatalım..
*SAMAN ALTINDAN SU YÜRÜTMEK DEYİMİNİN HİKAYESİ
Vaktiyle bir ova köyünde, köylüler tarlalarını sulamak için ırmağın suyunu nöbetleşe kullanmak üzere anlaşmışlar. Irmak boyunda bulunan tarlalar, açılan kanallar vasıtasıyla sıra ile sulanıyor, herkes ziraatiyle meşgul oluyormuş.
Köyün açıkgözlerinden birisi, daha fazla su alabilmek için tarlasında derin ama ince bir kanal kazıp ırmaktan su çalmayı aklına koymuş. Kanalı gizleme maksadıyla da üzerini çalı çırpı ve taşlarla örtüp araziye uydurmuş. En üste de saman yığınları koymuş ki kimse kanaldan şüphe etmesin.
Bir müddet sonra, ırmağın daha aşağılarındaki tarlalara giden suyun azalması üzerine köylüler, durumu araştırmaya karar vermişler. Ne çare ki arayıp taramaları sonuçsuz kalmış.
Daha yukarılarda çok akan suyun, belirli bir noktadan sonra birdenbire azalmasına bir türlü anlam verememişler. Nihayet tarlaları dolaşıp bakmaya başlamışlar. Kaçak su alan köylünün tarlasına geldiklerinde, bostan havuzunun daima su ile dolu durduğu dikkatlerini çekmiş. Üstelik, havuzun üzerinde saman kırıntıları yüzmekteymiş.
Bu suya bu samanlar nereden geliyor diye araştırınca, saman yığınlarına ulaşmışlar ve hileyi anlayıp samanları eşeleyince kanalı bulmuşlar. Bunun üzerine, köyün ihtiyar heyeti toplanmış ve köylüyü falakaya yatırmışlar.
Değneği vururken diyorlarmış ki:
— Saman altından su yürütürsün ha! Al bakalım hak ettiğin cezayı!..