İki kız çocuğu babası bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak hayata bakışımız hep kız çocukları üzerinden olmuştur.
Kötülük ister erkeğe işret kadına ister hayvana yada var olan hangi canlıya karşı yapılırsa yapılsın acı duyarız ancak kız çocuklarına, kadınlara yapılan bir kötülük karşısında içimiz yanar kendimizi çok büyük acılar içerisinde buluruz.
Diyarbakır ilimizde yaşayan Narin bilindiği gibi 20 gündür kayıptı,
Kayıp olduğu günden itibaren Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan her vatandaş gibi hatta onlardan daha çok her gün Narin’den iyi bir haber gelmesi ailesine kavuşması adına dua ettik, iyi temennilerde bulunduk.
Ancak 08 eylül sabah saatlerinde bütün Türkiye hiç arzu etmediği asla konduramadığı o kötü haber ile karşı karşıya kaldı, Diyarbakır valiliği Narin’in ölü olarak bulunduğu açıklamasını yapınca hepimiz gerçekten yıkıldık.
Sekiz yaşında bir çocuğun öldürülmesi yaşadığı bu hayattan kopartılmasının hiçbir gerekçesi olamaz, Narin’in öldürülme sebebini henüz bilmiyoruz daha çok Narin’in akrabaları etrafında oluşan soruşturma sonrasında utanç duyulacak bir cinayetin sebebini öğrenmiş olacağız.
Bilindiği gibi ismi kamuoyunda bilinen pek çok ünlü yazar-çizer ve düşünürün söylediği varsayılan
“Türkiye’de dört şey olmayacaksın
-Kadın
-Çocuk
-Ağaç
-Sokak hayvanı”
tanımlaması böylesi içimizi acıtan olaylar karşısında bir kez daha fazla taraf bulmuş oluyor.
Korunması, kollanması, İnsanın gözünden bile sakınması gereken sekiz yaşındaki bir kız çocuğunun katledilmesi bilindiği gibi ilk değildi duruma göre sonda olmayacak.
Dünya üzerinde var olan tüm devletleri yönetenlerin birinci görevi başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere ülke sınırları içerisinde yaşayan tüm canlıların can güvenliğini sağlamak olmalıdır.
Bizim ülkemizde nerede ise hemen her gün bir kadın cinayeti ile karşı karşıya kalıyoruz, kanunların yetersizliği ve caydırıcılıktan uzak cezalar maalesef söz konusu cinayetleri önlemekten uzak kalıyor.
Tüm Türkiye Allah korusun yeni bir kadın yada çocuk cinayetine kadar Narin için ağlayacak sızlayacak, bir süre sonra başka bir cinayet meydana geldiğinde daha önceleri olduğu gibi Narin’de maalesef unutulmuş olacak.
Bu menfur cinayet ile ilgili ne söylesek ne anlatsak boş ancak anlatacaklarımız da söyleyeceklerimiz de kabul etmek gerekir ki Narin’i geri getirmeyecek.
Daha sekiz yaşında hayatına son verilen Narin’e Allah’tan rahmet ailesine sabır diliyoruz.
Tüm Türkiye’yi acı içerisinde bırakan cinayeti işleyen yada işleyenlerinde en ağır şekilde cezalandırılmasını ama daha önemlisi Kadın ve çocuk cinayetlerini önleyecek kanunların bir an önce TBMM tarafından çıkartılmasını bir vatandaş olarak talep ediyoruz.
Mekanın cennet olsun Narin.