Kanun tamam, ya ahlak!

31 Mart 2024 tarihinde bütün Türkiye’de olduğu gibi İstanbul’un Gaziosmanpaşa ilçesinde de halk belediye başkanını ve meclis üyelerini seçmek için sabah saatlerinden itibaren sandık başına gitmeye başladı.

Akşam oy kullanma saati tamamlanıp sandıklar açıldığında 266 bin 101 geçerli oy kullanıldığı kayıtlara geçti.

Oy sayımının tamamlanması ile

CHP’nin Belediye başkan adayı Hakan Bahçetepe 107 bin 636 oy

AK Partinin Belediye başkan adayı Hasan Tahsin Usta 106 bin 757 oy alınca

CHP’nin adayı Hakan Bahçetepe Gaziosmanpaşa’nın yeni belediye başkan adayı seçildi.

Belediye meclis üyeliğinde ise

AK Parti 108 bin 979

CHP ise 103 bin 639 oy aldı.

Böylelikle AK Parti ve MHP’nin yani Cumhur ittifakı 21 Belediye meclis üyesi kazanırken CHP 16 belediye meclis üyesi kazandı.

Geçtiğimiz haftalarda Gaziosmanpaşa belediye başkanı Hakan Bahçetepe yolsuzluk yaptığı iddiası ile tutuklanıp cezaevine konuldu.

Arkasından toplanan Gaziosmanpaşa belediyesi yapılan oylama ile 21 olan sayısal üstünlüğünü kullanan Cumhur ittifakı AK Partili meclis üyesi Ertan Karadeniz’i yeni belediye başkanvekili seçildi.

Türkiye birkaç gündür bu duruma kilitlenmiş durumda.

Meseleye kanuni tarafından bakınca herhangi bir sorun görünmüyor.

Neticede bir tarafta 21 meclis üyesi diğer tarafta da 16 meclis üyesi var.

Burada 21 sayısının kazanması son derece normal.

Ancak işin birde ahlaki tarafı var ki, tartışılan asıl mesele de budur.

Biz kendimizi bildik bileli bu ve buna benzer işler için “Her kanuni olan ahlakimidir?” sorusuna cevap bulmaya çalışıyoruz.

Bir tarafta halkın oyları ile seçilmiş ve sonrasında tutuklanmış bir belediye başkanı var.

Henüz ceza almamış.

Ceza alıp almayacağı alacaksa ne ceza alacağı da belli değil.

Normal şartlarda seçilmiş belediye başkanının durumu netleşinceye kadar yerine seçilecek başkan vekillinin partisinden birsinin başkan vekili seçilmesi gerekiyor.

Etik olanda budur.

Ancak son birkaç gündür yazdığımız gibi Türkiye siyaseten tam ortadan ikiye bölündüğü için kimsenin etik değerlere baktığı yok.

Bu durumu sadece siyaset ile sınırlı tutmakta yanlış.

Sanatta,

Ticarette,

Sosyal hayatta

Ve hayatımızı tanzim eden tüm hadiselerde işin ahlaki tarafını bir tarafa bırakıp “Madem kanunlara uygun o zaman etik olması pekte şart değil” mazeretine sığınıyoruz.

Böyle bir durumda belki kısa vadede kazandığımızı düşünüyoruz.

Ancak bir zaman sonra kazanan değil kaybeden tarafta olduğumuzu acı bir şekilde anlamış oluyoruz.

Net bir şekilde söylememiz gerekiyor.

Her kanuni olan hadise ahlaki değildir.

Böylesi olumsuzluklar var olan değerlerimizi bir bir aşındırmaktan başka hiçbir işe yaramıyor.

Günü kurtarmaktan başka.!!!!