Geçtiğimiz hafta Bolu Kartalkaya kayak merkezinde 78 vatandaşımızın yanarak hayatını kaybetmesi sonucu ortaya çıkan ihmaller zinciri bir kez daha hayatımızın ne kadar pamuk ipliğine bağlı olduğu gerçeğini ortaya çıkardı.
Biz en küçük kardeşimizi kuvvetli bir yağış sonrası otoyolda biriken su yüzünden trafik kazası geçirerek hayatını kaybeden bir aile bireyi olarak en ufak bir ihmalin insan hayatını nasıl büyük olumsuzluklar ile karşı karşıya bırakacağını bire bir yaşamış durumdayız.
Türkiye 85 milyon nüfusu ile bölgesinde son derece güçlü bir ülke, Bu kadar büyük bir nüfusa sahip bir ülkede insana dair yani insanın kullanımına dair hayata geçirilmesi gereken ne varsa tamamının kayırmadan uzak bir biçimde uygulamaya konulması gerekiyor.
Son olarak Kartalkaya kayak merkezinde meydana gelen yangın felaketi ortaya çıkardı ki Türkiye’de hiçbir kurum görevini tam olarak yerine getirmiyor, getiremiyor.
Siyasetin bu kadar egemen olduğu bir noktada son imzayı atacak olan kamu kurumlarında görevli bürokratlarında işlerini istedikleri gibi yapamadıkları gibi bir gerçek olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.
Turizm sektörünün ülkemize ne büyük kazançlar sağlayacağını hepimiz az çok biliyoruz, Dört mevsim turizm yapılan bir ülkede önce söz konusu turizm bölgelerine vatandaşları ulaştıracak hava-kara-demir ve deniz yollarının bir standart dahilinde yapılması gerekiyor ki vatandaş söz konusu bölgelere rahat bir şekilde ulaşabilsin.
İkinci önemli durum ise vatandaşın konaklama yapacağı alanların güvenliğidir.
Burada yapılması gerekenler son derece basit.
Biz yıllar önce Kocaeli sınırları içerisinde inşa edilen bir beş yıldızlı otelin arasının alınmasından işletime ruhsatının alınması ve müşteri kabulüne kadar olan bürokratik işlemlerin tamamının takip edilmesini noktasında görev yapmıştık.
Buradan son derece net bir şekilde ifade ediyoruz, Yabancı ve bütün dünyanın bildiği bir marka olan otel projesinin kapılarını müşterilerine açılıncaya kadar tamamlanması gereken çalışmalar Türkiye’nin hemen her tarafındaki otellerde uygulandığında kolay kolay hiçbir sıkıntı yaşanmayacaktır.
Başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere pek çok ülkede böylesi yapılaşmalarda hiç kimse kayırmacılık yapmıyor, “Bu benim partilim dolayısı ile ilgili kurumun fazla masraf etmemesi adına araya bir siyasetçi koyalım” şeklinde düşünen kimse yok.
Sistem bizde ise tam tersi biri şekilde işliyor, Söz konusu milyonluk yatırımları zaten siyaseten ülkeyi idare edenlere yakın bir kitle hayata geçiriyor, İşte o noktada işin içerisine siyaset girince “olmazsa olmaz” denilen çok sayıda prosedür nerede ise işleyemez bir noktada tıkanıp kalıyor.
Burada anlatmaya çalıştığımız sadece ve sadece insan hayatı.
Ülke sınırları içerisinde yaşayan ve kendisini yönetenlere güvenip yola çıkan, tatile giden insanımız başkalarının yaptığı hataları çoğu zaman kendi hayatı ile ödüyor.
Bu kadar olup bitenlerden ders almadığımız ortada.
Ders almadığımız içinde yapılan ihmalin bedeli can ile canlar ile ödeniyor.
Meydana gelen her hadiseden sonra bilemdiniz bir hafta süre ile herkes faciayı kendi görüşüne göre değerlendiriyor.
Ne zamana kadar?
Yeni bir faciaya kadar…