Yeniden hortlandırılan pandemi gündeminden sonra orman yangınlarını fırsat bilip, ekonomik ve sosyal kriz başta olmak üzere seçimi bekleyen ülkenin için için yandığı asıl toplumsal yangından gündemi kaçıranların başında gelen orman bakanlığının ve uçağı olmadığı ortaya çıkan üç dört maaşlı kayyum la yönetilen THK'nın tartışıldığı bir sırada bu kez başta Bartın'da olmak üzere yurdun çeşitli yerlerinde sele dönen yağmurlarla ıslanıyoruz.
Aşı olmadım ama Aşık oldum diyenlerin, "Yağdır mevlam su" şarkısının mısralarını unutmaya çabaladığım bir esnada yangınların olmadığı bölgeye yağan yağmurları kimin yağdırdığını sorgulayıp, orman yangınlarındaki beceriksizliklerini örtme telaşıyla suçlu arayanlar ve meteroloji raporlu yağmur duasına çıkmaları aklıma geldi.
Ve bunların meteoroloji tahminlerine bakarak çıktıkları yağmur duasını da beceremedikleri gün gibi aşikardı.
Yangın bölgesine yağması gerekirken her satırda, her açıklamada adı mutlaka geçirilen "Sayın Cumhurbaşkanımızın emirleri" denilerek devam edilen Erdoğan'ın memleketi Rize'ye, Karadeniz bölgesinde olan Sinop, Kastamonu, Bartın'a yağan tonlarca yağmurun Ege, Akdeniz bölgelerindeki yangınlara çare olamamasından anlıyordum meteoroloji destekli duanın tutmadığını.
Bir çoğu doğal olan orman yangınları nedeniyle kızılca kıyamet koparanların suçladıkları ve istifasını istedikleri bakanın bünyesinde bulunan bakanlığın başta memleketim Ardahan'da olmak üzere yurdun hemen hemen her yerinde ağaç kıyımına devam edildiğini de görmezler..
Ve; 'Ormanları kim yaktı?' derken meteoroloji destekli yağmur duasının da tutmayıp boşa gittiğini anlamazlar..