İçerisinde bulunduğumuz 2023 bilindiği gibi seçim yılı, Uzun bir zamandır beklediğimiz Cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçiminin de 2023 yılında olması bu tarihi son derece önemli kılıyor.

Mayıs ayına geldiğimiz 2023 yılında beklediklerimizin tamamının hayata geçmesini beklemek elbette ki mümkün olmadı ancak hayal ettiklerimizin ve olmasını beklediklerimizin bir kısmını bile değiştirebilsek bundan hepimiz çok büyük fayda elde edeceğiz.

14 Mayıs Pazar günü yapılacak olan seçimde 84 milyon vatan evladı kendi beklentilerinin gerçekleşeceği bir düzen için sandık başına gidip oy kullanacak.

Bizde seçim zamanı geldiğinde günlük yaşantımızı etkiyen pek çok ihtiyaç unutulur, siyasetçilerin de çekip çevirmesi ile herkes kendisini seçime endeksli bir noktada konumlandırır ama ne hikmetse en azından siyaset kurumunun hayatımızı kolaylaştıracak önlemleri almasını hatırlatmaz.

Mesela siyasetçilerimiz birbirleri ile olan anlaşmazlıklarını asgari düzeye indirebilmek adına var olan kavga dilini bir kenara bırakıp birbirlerine nezaket kuralları çerçevesinde hitap etseler.

Mesela 84 milyonu ilgilendiren tüm meseleler kamuoyuna açık şeffaf bir şekilde iletilebilse.

Mesela Vatandaşın temel ihtiyaçlarına nerede ise her hafta değil de yılda bir kez zam (Fiyat ayarlaması” yapılsa.

Mesela yurdum insanı kendisini de karşısındakini de bitiren “Benim dediğim doğrudur” ile başlayan iddialaşmaktan asgari düzeyde vaz geçse

Mesela artık taraflı tarafsız herkesi canından bıktıran saç baş yoldurtan ve ne işe yaradığı belli olmayan içi boş tartışma programlarına son verilse.

Mesela Eyyamcılıktan vazgeçilse

Mesela iş bulmada “Kart hamili yakinimdir” yanlışlığından vaz geçilse ve liyakat unsuru öne alınsa.

Mesela başta araç sürücüleri olmak üzere tüm yayalar trafik kural ve kaidelerine tam anlamı ile uysa, araç sürücüleri kırmızı ışık sonrası yeşil yanar yanmaz öndeki araçlara korna çalmasa.

Mesela hiç kimse yerlere tükürmese,

Zaten yasak ancak kendi rızaları ile açık alanlarda sigara içmese.

Mesela artık bu ülkede kadın ölümleri son bulsa,

kadına el kaldırılmasa.

Mesela herkes olabildiğince sokak hayvanları edinse

en azından ağzı dili olmayan ve sadece sevgi-şefkat bekleyen bu “Sessiz canlılara” eziyet etmese.

Mesela vatandaşlarımız yalan yere yemin etmese,

Din bir kazanç alanı olarak kullanılmasa.

Mesela böylesi bir yüzyılda kimse kimsenin giyimine , kuşamına, inancına karışmasa.

Mesela 83 milyon Türk insanının AB ülkelerinde yaşayan vatandaşların hayat standartlarına ulaştırılması için daha fazla adım atılsa.

Mesela

Mesela

Mesela.

Mesela Cahit Sıtkı Tarancı’nın

"Memleket isterim

Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;

Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim

Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;

Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim

Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;

Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim

Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;

Olursa bir şikâyet ölümden olsun.”

dizeleri daha dikkatlice analiz edilse.

Ne hoş bir Türkiye olurdu.

Mesela…