Evlenen ve evlendikten sonra orta büyüklükte bir yerleşim merkezinde güvenlikli bir sitede ikamet eden iki kişilik bir aile daha evliliklerinin ilk ayında çok sayıda fatura ödemesi ile karşı karşıya kalırlar.

-Ev kirası

-Site aidatı

-Elektrik faturası

-Su faturası

-Doğalgaz faturası

-İnternet faturası

-Kişilere ait cep telefonu faturaları

-Televizyon yayınları için çeşitli uygulama faturaları

-Varsa araç MTV ödemesi

-Varsa araç trafik kasko ve sigorta ödemesi

İle başlayan ve daha çok sayıda olan ve ödemesi mecburi olan giderlerin bulunduğu faturalar yağmur gibi yağmaya başlar.

Söz konusu faturalara eklemeler yapıldığı gibi yerleşim yerinin özellikleri ve kişilerin durumuna göre de fatura sayısında en fazla iki yada üç fatura eksilmesi görülebilir.

Son beş yıla kadar çocuksuz yada bir kaç çocuklu aileler iyi kötü söz konusu faturaları ödeyebiliyor fazla yorulmuyorlardı.

Ancak son zamanlarda söz konusu ödemelere birbiri ardına yapılan olağanüstü zamlar sonrasında ortaya çıkan zor durum herkesi nefessiz bırakacak durumda.

Hükümet TÜİK üzerinden Türkiye’de enflasyon rakamlarını açıklıyor sonrasında da ne kadar çalışan ne kadar emekli varsa tamamına TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranında zam yapma yoluna gidiyor.

Hükümet TÜİK üzerinden çalışanlara ve emeklilere “çam sakızı çoban armağanı” şeklinde zam yaparken yukarıda kısmen isimlerini belirttiğimiz kurumların yüzde 300 yüzde 400 civarında yaptığı acımasız zamlar karşısında sesini çıkarmıyor.

Söz konusu temel ihtiyaçların hemen hemen hiç birisini ödememek gibi bir şansımız yok, Sözünü ettiğimiz tüm kurumlar tarafından verilen hizmetlerin bir tanesini bile ödeyemediğimizde o ödeme var olan tüm hizmetlerin engellenmesine vesile oluyor.

Anlatmaya çalıştığımız ve yiyecek, giyecek, barınma, tatil gibi en temel ihtiyaçlar dışında kalan bu giderleri ödeyebilmek artık nerede ise imkansız bir hale gelmiş durumda.

İnsanımızı bu merhametsiz ve insafsız zamlar karşısında bir noktadan sonra adeta “yaşama tutunmak” adına olağanüstü bir mücadele veriyor kelimenin tam anlamı ile savaşıyor.

Sonbahar mevsiminin tam ortasındayız bir taraftan soğuk hava kendisini hissettiriyor diğer taraftan havanın erken kararması sebebi ile elektriğe olan ihtiyaç daha üst noktalara çıkıyor.

Geçtiğimiz yıl 150-200 lira civarında gelen telefon faturaları şimdi en az 500 lira.

Elektrik kurumlarının açma kapama parası nerede ise faturanın kendisi kadar.

Bu işin içerisinden nasıl çıkacağız sorusuna bir Hacı amca “-Yüksel bey kolayı var, kalın bir battaniye al ona sarıl doğalgazı açma, elektriği az yak,elini yüzünü fazla yıkama, benim zaten internet ile işim yok al sana çözüm” diyerek noktayı koydu.

Galiba en kolayı hacı amcayı dinlemek..

Bu aşamada başka çözüm yok gibi.