Dört bin iki yüz elli TL. asgari ücret ile geçinmek zorunda olan vatandaşların yaşadığı ülkenin, başındaki kişi olan ve 100 bin TL maaş almakla sıkça eleştirilen AK Parti Genel Başkanı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yıllar sonra hatırlattığı mumla olmasa da milyon dolarlık uçaklarla kapı kapı değil, ülke ülke gezip herkes gibi para aradığını söylemek yanlış olmaz sanırım. Çünkü mevcut paranın dolar karşısındaki durumunu görünce tuz/buz olup ortadan kaybolduğu günler yaşıyoruz..
Patates ile başlayıp, Isparta'nın günlerini söndüren elektrik kesintinlerine kadar gelen, bu yetmezmiş gibi faturalarını çarpan ekonomik krizin en son olumsuz yansımasını temel ve birinci ihtiyacımız olan vücudumuzun %78'ini, dünyanın büyük bir bölümünü kaplayan aziz su olduğunu söyleyebiliriz.
Gerçi, 'İmamoğlu geldi için kurak geçecek' diye sevinecektik ki; yağan olağanüstü kar ile birlikte bu yöndeki sevincimiz kursağımızda kalsa da barajlarımız ve toprağımız sulandı sulanmasına ama şimdi de su faturalarını tartışacağız gibi. Bunun en açık örneği de İBB'de başladı bile. Başında bulunduğu ilçenin içler acısı halini görmeyen AK Partili Esenler Belediye Başkanı, İBB AK Parti Grup Başkan Vekili Tevfik Göksu'nun "suya zam mı istiyorsunuz, suya zam mı istiyorsunuz, suya zam mı istiyorsunuz!?" diyerek isyan ederken, bunun sebebinin de adeta CHP, HDP, İYİ Parti , SAADET Partisiymişçesine bağırması ile başlayan su kavgası bu gidişle okyanuslardaki tsunami gibi gün geçtikçe güçlenecek hatta dalgalanıp önüne kattığını silip, süpürecek gibi.
Kısacası yeni gündemin su ve faturalarının olacağını şimdiden söylemek sanırım çok bilmişlik olmamalı..
Çünkü her dakika, her gün, her an sulandırıldığı yetmedi bulandırılan gerçek gündeme baktığımızda bunu daha iyi anlarız. Neyse bakalım bu su akıp yolunumu bulacak yoksa birilerini alıp götürecek mi?
Hep birlikte göreceğiz..