Nerede ise gün aşırı başta televizyon kanalları olmak üzere var olan tüm iletişim araçlarından  “Son Dakika” olarak verilen ve bizi derin üzüntüler içerisinde bırakan “ PKK terör örgütü ile çıkan çatışmada/Sınır ötesinde meydana gelen çatışmada/ Bölgede denetim ve araştırma yapmak için giden helikopterin düşmesi esnasında/ Bölgede asker taşıyan araçta.. Şu kadar güvenlik görevlimiz şehit oldu, şu sayıda güvenlik görevlimiz yaralandı, bölgede operasyonlar sürüyor” şeklinde haberleri gözyaşları içerisinde duyarız/dinleriz dudaklarımızdan “Lanet olsun” ifadeleri dökülür.

Eğer sözünü ettiğimiz “kara haber” sabah saatlerinde gelmişse o gün akşama kadar haberler detaylandırılır, başta siyasetçiler olmak üzere ne kadar STK-kurum yada kuruluş varsa birbirinin peşi sıra “Başsağlığı” mesajları yayınlanır, akşam alışık olduğumuz şekilde tüm televizyon kanallarında her konuda ahkam kesen yorumcular basmakalıp ifadeler ile günü kurtarmanın telaşına düşerler.

Şehit haberi akşamüzeri gelmişse televizyon kanalları daha önceden adres ve iletişim bilgileri bulunan “Terör uzmanlarını” anında canlı yayına bağlarlar, sözünü ettiğimiz uzmanlarda hepimizin alışık olduğu ancak derde deva olmayan yorumları birbiri ardına sıralarlar..

Ertesi gün şehitlerin memleketlerinde yapılacak olan cenaze törenlerinde başta siyasetçiler olmak üzer o yerleşim merkezinin ileri gelenleri iki dirhem bir çekirdek giyinmiş şekilde daha önceden korumaların tarafından rezerve edilmiş mümkünse hemen namazı kıldıracak imamın arkasından yerlerini alırlar, namaz kılınır, dua edilir, şehit cenazeleri yakınlarının gözyaşları içerisinde ebedi istirahatgahlarına uğurlanırken protokol bir dahaki şehit cenazesinde buluşmak için birbirleri ile vedalaşıp cami avlusundan ayrılırlar.

Şehitlerimizin evleri bir iki gün kalabalık olur, üçüncü günden sonra ise şehidin yakın akrabalarından başka hiç kimseyi bulmak mümkün olmaz, arsa annesi babası-eşi- çocukları kardeşleri için o andan itibaren hayat yaşanmaz olur, kalplerinde açılan yara bir türlü kapanmaz daha açık bir ifade ile bu dünyadan sadece şehit ayrılmaz var olan tüm ailesi de bir ömür boyu bu dünyadan ayrılmış gibi hayatı kendisine zehir eder.

Bu tür çatışmalardan yada kaza-kırımlardan yaralı olarak kurtulanlar içinde haber kanalları sadece birkaç saniye, basılı gazetelerde iç sahifelerde son derece küçük bir yer bulabilirler.

Çatışmada yaralandı” diye geçiştirilen gazilerimiz içinde hayat daha yaşanmaz olur, o zamana kadar vücudunun tüm uzuvlarını kullanan bu kahramanların çatışma sonrasına kolu kopar bacağı kopar, gözlerinin birisi yada ikisi birden kör olur, en hafifinden patlama sırasında ortaya çıkan o dehşet gürültüden sağır olan kulakları bir ömür boyu duymaz olur.

Vatan müdafaası için şehit olanların yakınları yola nasıl devam eder  ömürlerinin sonuna kadar vücutlarının bir uzvu olmadan yaşamak zorunda kalan kahramanlarımızın bundan sonraki hayatlarında neler yapar, işin doğrusu bu konuların üzerine en ince detaylarına kadar eğileni maalesef göremedik.

Dolayısı ile biz yataklarımızda rahat uyuyalım diye sınır boylarında canlarını yada bedenlerinin bir kısmını feda eden kahramanların son derece hüzünlü hikayelerinin olduğunu biliyoruz ancak bir fert olarak var olan bu üzüntülerin çözümü için elimizden sadece yazı yazmanın dışında bir şey gelmediğini de görüyor üzülüyoruz.

Bir kez daha bu zamana kadar vatan savunması adına bir gül bahçesine girercesine toprağın kara bağrına giren şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz, Çatışmalardan yaralı kurtulan kahramanlarımıza sağlık dolu günler diliyoruz ancak bundan daha büyük beklentimiz şehit yakınlarının da bir ömür boyu yaralı olarak hayata devam etmek zorunda kalan yaralılarında bu dünyada rahat etmeleri.

Başka bir beklentimiz yok.