Nerede ise 24 saatimiz siyaset, 14 Mayıs ve 28 mayıs tarihlerinde yapılan seçimlerin üzerinden henüz bir yıl bile geçmeden 31 mart tarihinde yapılacak yerel seçim için tekrar sandık başına gideceğiz.
Bu toz duman arasında daha çok sosyal medyadan gelen mesajlar ile nerede ise çok uzun yıllardır tanıyıp bildiğimiz bir dostumuzun, arkadaşımızın vefat ettiğini bu dünyaya veda ettiğini öğreniyor, üzülüyoruz.
Edebiyat ile daha fazla şiir ile ilgilenenler Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Gün eksilmesin penceremden” isimli şiirini çok net hatırlayacaklardır, 1910 yılında doğan çok uzun yaşamayı düşündüğü için 35 yaşı yolun yarısı olarak kabul eden Cahit Sıtkı 1956 yılında 46 yaşında vefat etmiş yani daha 46 yaşında iken penceresinden gün eksilmiş.
Cahit Sıtkı Tarancı “Gün eksilmesin penceremden” isimli şiirinde
“Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrısına der ki:
- Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!”
diyerek pencereden gün eksildiğinde daha doğrusu insanın penceresinde günü görmediğinde ömrünün sona ereceğini çok net bir şekilde anlatmış.
Kahramanmaraş merkezli 06 şubat pazartesi günü sabah 04.47 ‘de başlayan ve hepimizi perişan eden deprem şu ana kadar AFAD’ın açıkladığı 39 bin civarında vatandaşımızın penceresinden gün eksilmesine sebep oldu.
Birkaç kez yine belirtmiştik, Pazar gecesini pazartesi sabahına bağlayan saatlerde o bölgede yaşayan 13,5 milyon vatandaşımız bir gün öncesinden yaptıkları planları hayata geçirmek için sabah olmasını beklerken asrın felaketi ile karşı karşıya kaldılar.
Ülkemizde hepimizi çepeçevre saran olumsuz ekonomik şartlar dolayısı ile büyük bir çoğunluk zaten sıkıntı yaşıyordu ancak tüm olumsuzluklara rağmen gelecek günlere umutla bakmak isteyen milyonlar zorda olsa yollarına devam ediyorlardı.
Pazartesi sabah saatlerinde meydan gelen deprem yukarıda belirttiğimiz gibi şu ana kadar yaklaşık 39 bin vatandaşımızı bu dünyadan ayırdı, 39 bin vatandaşımız pencereden içeriye süzülen gün ışığını maalesef göremedi.
Ülkemiz maalesef son dönemlerde deprem ve sel başta olmak üzere çok sayıda olumsuzluklar ile karşı karşıya kaldı, Maden ocaklarındaki patlama, Büyük inşaatlarda meydana gelen iş kazaları her seferinde canımızı fazlası ile yaktı.
Ancak ilk defa bu kadar fazla can kaybının yaşandığı bir felaket ile karşı karşıyayız, Ailelerinden birini yada bir kaçını kaybeden çok sayıda vatandaşımız için hayat bundan sonra daha zor.
Yaşadığımız bunca felaketin son olması en büyük dileğimiz, çok büyük zorluklar ile karşı karşıya kaldığımız bu hayatta “Yeter ki gün eksilmesin penceremden” ifadesi bu aşamadan sonra hepimiz için daha da önemli olacak.
Bunca felakete bunca acıya rağmen..