Dünyada var olan ülkelerin tamamında olduğu gibi bir sabah bizi de etkisi altına alan Pandemi süreci bir taraftan yerkürede yaşayan tüm insanlara ölüm korkusunu hissettirirken bir taraftan da günlük yaşantımızda o zamana kadar bilmediğimiz yada  bilsek te farkında olmadığımız alışkanlıkları kazandırdı.

Pandeminin tavan yaptığı zamanlarda hepimizin asla hatırlamak istemediği sokağa çıkma yasaklarını yaşadık, Haftalarca evden çıkamadığımız evlerin kendi hapishanemiz olduğu zor günlerden geçtik.

Yasaklı günlerde en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamak adına evlerden çıkmadığımız anlarda yazımızın başında da belirttiğimiz gibi varlığını bildiğimiz ancak ihtiyaç hissetmediğimiz için dikkate almadığımız kurye sektörünü tanımış olduk.

Normal şartlarda Kurye taşımacılığı internet üzerinden alışveriş yapan belli bir kitlenin ihtiyaçlarını taşıyan daha çok kargo sektörü çerçevesinde toplanan ve sayısı da fazla olmayan bir sektör olarak biliniyordu.

Pandeminin kolay kolay geçmeyeceği daha da önemlisi geçse bile sürenin tahmin edilenden daha uzun süreceği öngörülünce o zamana kadar daha çok beyaz eşya ve mobilya ekseninde iş yapan sektörde dağıtıma bağlı ulaştırma ağını daha alt noktalara kadar genişletmeye başladı.

Pandemi döneminde firmalara bağlı olarak çalışan kuryeler evde kalma zorunda olanlara önce kitap ve CD yetiştirmeye başladılar, Ayakkabı, terlik derken bir baktık ki yurdum insanı marul-maydanoz salatalık gibi temel ihtiyaç maddelerine kuryeler üzerinden sahip olmaya başladılar.

Pandemi sona erdiğinde kuryelerin saltanatının da biteceğini düşünenler bir anda çok büyük oranda yanıldıklarının farkına vardılar, Bir şekilde yakın çevredeki üreticilerden yada satış mağazalarından son kullanıcıya kadar ulaşması gereken tüm ürünler kuryeler tarafından ulaştırılmaya başladı.

Bugün evlerde ekmek arası döner, dürüm, dondurma, iğne, iplik, eldiven, merdiven, Elma, armut, Portakal vs. ile başlayan ve internet üzerinden sipariş edilen tüm  temel ihtiyaçlar  dakikalar içerisinde son kullanıcılara büyük bir itina ile ulaştırılıyor.

Bu yazıyı yazmadan önce yaptığımız bir araştırmada Türkiye'de kayıtlı motosikletli kurye sayısı 982 bine ulaştığını öğrendik

Sayıları şu günlerde bir milyona yaklaşan ve zamanla yarışan motosikleti kuryeler, gün boyu trafikte sayısız tehlike atlatıyor. Önceki gün ayaküstü konuştuğumuz çok sayıda üniversite mezunu  kuryelerin talebi ise mesleklerinin tehlikeli iş sınıfına alınması noktasında.

An itibarı ile 5 milyar dolarlık hazır gıda ve paket servis alanında yaşanan büyük rekabet, motosikletli kuryeleri vazgeçilmez kılıyor.

Kuryeler artık her yerde, Pizzacılardan, kebapçılardan, marketlerden fırlıyor ve şehrin caddelerine yayılıyorlar.

Evden sipariş alışkanlığı sürdükçe onların da sayıları giderek artacak.

Ellerinde paketleri motosikletli kuryeler zamana karşı yarışıyor.

Kuryelerin büyük bölümü üç büyük şehirde çalışıyor.

Yaş ortalamaları 27. Gençler, yarı zamanlı çalışma fırsatı sebebiyle bu mesleği tercih ediyor.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi sayıları bir milyon civarında olan kuryeler “kendi göbeğimizi kendimiz keselim” diye bir siyasi parti kursalar bugün Türkiye’de kurulu çok sayıda siyasi partiden daha fazla oy alabilecek sayıya ulaşmış durumdalar.

Yazımıza “Kurye imparatorluğu” başlığı oymamızın sebebi de zaten bu yüzdendir.