Kabul etmek gerekiyor ki şu sıralar dünyanın var olan tüm ülkeleri de yaşayan milyarlarca insanın tek derdi Koronavirüs salgını genç yaşlı-erkek-bayan-çocuk kısaca yedisinden yetmişine kadar tüm insanlık Koronavirüs ile yatıyor koronavirüs ile kalkıyor.
Daha bundan çok değil on gün önce birbirini adeta boğazlamaktan kanını içmekten soymayan savaş halindeki bir sürü ülke şu sıra ortaya çıkan koronavirüs belasından kurtarabilmek adına birbirleri ile mücadeleyi bırakmış ve kol kola girmiş bulunmaktalar.
Birbirleri ile hemen her alanda yarışan, ortaya çıkardıkları teknolojik ürünleri çoğu zaman birbirlerinin zararına kullanmaktan bir an bile çekinmeyen çok sayıda ülke bir anda mücadeleyi bırakmış onu ile ilgili tüm bilim insanlarına “fazla oyalanmadan bu illete bir çare bulun” şeklinde yalvarmaya başlamış durumdalar.
İnsanlık kendisini tehdit eden tüm kötülüklerden kurtulmayı başardığı gibi Koronavirüs illetinden de elbette kurtulacak, Meydana gelen savaşlarda, ortaya çıkan deprem felaketlerinde milyonlarca vatandaşını kaybeden ülkeler elbette bu beladan da kurtulmayı başaracak.
Böylesi berbat bir durumda akıllara ister istemez “Madem insanlık kendisini tehdit eden Koronavirüs salgını karşısında mecburiyetten bir araya gelebiliyorsa, tüm insanlığın malı olan dünyayı berbat eden çalışmalara neden son vermiyorlar, tabiatı bu kadar hızlı bir şekilde neden kirletiyorlar.?” sorularına da cevap arıyor.
Bugün dünyanın hemen her bölgesinde savaş var, güçlü olan kendisini güçlü gören ülkeler zayıf ülkeleri daha zayıflatmak , onları dünyadan silmek, güçlerine güç katabilmek için yıllar yılı savaşıp duruyorlar, İşte böylesi bir zamanda ortaya çıkan Koronavirüsü bir anda herkesin aklını başına almasına vesile oldu, var olan tüm kavgaları bir anda sona erdirdi.
Sabahları dışarıya çıkıyorsunuz müthiş bir boşluk var, AVM’ler boş, Havalanları terk edilmiş gibi boş, kalabalıkların bir araya gelebileceği tüm alanlarda olmak yasaklandı, İnsanoğlunun rahata ermesi adına alınan bu önlemlerin önümüzdeki gün daha da üst noktalara çıkarılacağından hiç kimsenin en ufak bir şüphesi bile yok.
Bizde “Bir musibet bin nasihatten iyidir” şeklinde bir ifade var, yıllar yılı var olan bütün iletişim kanallarından “Ey Vatandaşlarımız temizlik kurallarına uyunuz, elinizi yüzünüzü dah ada önemlisi bütün vücudunuzu çok sık aralıklar ile yıkayınız, yerlere tükürmeyiniz, Sağlık kurumlarının talimatlarına uyunuz” şeklinde yapılan uyarıların hiç birine uyulmadığını çok net bir şekilde görüyorduk ki ortaya bir anda Koronavirüs belası çıktı.
Şimdi hemen herkes hijyenin, temizliğin kıymetini koronavirüs sayesinde bir kez daha anlamış olduk, kime yaklaşsanız son derece güzel kolonyağı kokusu, esans kokusu geliyor, hemen herkesin işyerinde daha da önemlisi herkesin cebinde dezenfektan malzemeler var.
Bir kez daha belirtiyoruz, Koronavisüs tehlikesi elbette geçecek, bu tehlike sona erdikten sonra da şu ana kadar olan alışkanlıklarımızın tümü bir daha geri gelmemek üzere değişecek, bizim temennimiz dünyanın en güçlü devletlerinin başındaki siyasetçilerinin de bu beladan ders almaları aldıktan sonra da “Dünya hepimize yeter, o yüzden bütün görevimiz dünyayı daha yaşanabilir bir gezegen haline getirmek olmalıdır” fikrinde birleşmeleridir.
Biz Koronavirüsünün bu birlikteliği sağlayacağını düşünüyoruz, aksi takdirde bugün Koronavirüs belası var yarın daha berbat bir salgın çıkabilir.
Şakası yok bu işin…