Hata yapmak dünyanın sonu değildir. Hatta bazı hatalar vardır ki nimet sayılırlar..

Önemli olan hata yapmamak değil, hatalardan ders çıkarıp onları başarıya giden yolda merdiven yapmaktır...

Ustaya başarısının sırrını sormuşlar, iki kelime demiş:

- Doğru kararlar

Herkesten farklı olarak, sürekli doğru kararları nasıl alabildiğini sormuşlar, tek kelime demiş:

- Tecrübe

"İyi de, bu tecrübe denen şeyin sırrı nedir" diye sorulduğunda ise derin bir iç geçirmiş ve şöyle demiş:

- Yanlış kararlar...

Konunun özeti;

Bizi doğru kararlara götüren şey, geçmişteki yanlış kararlardan kazandığımız tecrübelerimizdir...

...

Hata ve yanlış yapmaktan o kadar çok korkuyoruz ki, sırf bu yüzden eylemsiz kalıyor, inisiyatif almıyor, hiçbirşeye dokunmuyor ve hiçbir konuya girmiyoruz. Oysa ki hangimiz hatasız, yanlışsız ve günahsızız ki?

...

Hata konusunda yapabilecek en kötü şey, aynı hatayı defalarca tekrarlamak değil, herhangi bir hata yapmaktan korkmaktır. İnsanoğlu melek değilki günahsız, hatasız ve yanlışsız olsun. Peygamberlerin bile zelle denilen pek çok hatası mevcut iken, bizler niçin hatalarımıza takılıp kalıyor ve hata yapmaktan korkuyoruz?

Hata yapmayan insan ya çalışmıyordur ya da risk almaktan kaçıyordur.

...

Bir hatayı ilk kez yaptığımızda hatadır, ikinci kez yaptığımızda ise seçimdir. Unutulmamalıdır ki bütün hataları biz yapabilecek kadar uzun yaşamıyoruz...

Her hata bir tecrübedir ve her tecrübenin insanı geliştiren bir yönü vardır. Büyük başarıların ardında uzun uğraşlar, denemeler ve hatalar yatar. Siz zannediyor musunuz ki telefonu icat eden Graham Bell ilk denemesinde bu işi başardı?

Edison, bininci deneyde ampulü bulması ile ilgili olarak, "Bundan önceki 999 denemenin her birinde ampulün nasıl yanmayacağını öğrendim" demiştir. Bu söz, "Kabul edilen bir yanlışlık, kazanılan bir zaferdir" sözünün adeta ispatı gibidir...

Öte yandan bazı hatalar vardır ki aslında onlar başımıza gelebilecek en güzel şeylerdir. Bu türden hatalar bazen bizi hayal bile edemeyeceğimiz yerlere götürür. Tıpkı şu yaşanmış hikayede olduğu gibi;

İskoç bilim insanı Alexander Fleming 1928'de ufak bir hata yaptığında, tarihi değiştirecek bir buluşa imza atacağını bilmiyordu.

Bakteriler üzerinde çalışan Fleming tatile giderken bakterilerle dolu petri kabını açık unuttu ve kaplar kontaminasyona uğradı. Bu kapları temizlemeye koyulan Fleming, içlerinde bakteriler yerine küf mantarları olduğunu fark etti. Üstelik bu herhangi bir küf değildi, Penicillium Notatum adı verilen özel bir küf mantarıydı.

Bu buluş, bakteriyel enfeksiyonlarla mücadele etmeye yarayan penisilinin geliştirilmesinin ve üretilmesinin önünü açtı.

90 yıl önce yapılan bir hata, bugün milyonlarca hayat kurtarıyor...

Dedim ya, hata yapmak dünyanın sonu değil. Ne hata yapmaktan kork, ne de yaptığın hatalardan kaç; hatalarını al, başarıya giden yolda kendine merdiven yap.

...

Bizim inancımızda insanın fıtraten günah işleyebileceği kabul edilmiş ve bunlardan korunup kurtulma yolları insana öğretilmiştir. Buna göre, günah ve kabahatlerden kurtulup manevi olarak temizlenmenin yolu, pişman olup tevbe etmektir. Tövbe ile insan, yapmış olduğu günah ve kusurlardan kurtulur ve o günah ve hataları hiç yapmamış gibi tertemiz olur.

...

Son söz;

“İnsan, hatalarını kabul edebildiği ölçüde büyük, hatalarından ders çıkarabildiği kadar akıllı ve nihayet hatalarını düzeltebildiği ölçüde güçlüdür.” (John C. Maxwell)

Ben bu söze ilaveten diyorum ki, akıllı insanlar hatalarından ders çıkarırlar, daha akıllı olanlar ise başkalarının hatalarından da ders çıkarırlar...