Sabah saatlerinde Ankara’da ikamet eden 65 yaş üstü bir dostumuz aradı, kısa bir selam-kelam faslından sonra “-Yüksel kardeşim bu koronavirüs salgını bizi perişan etti, evden çıkamıyoruz, tüm sosyal hayatımız sona erdi, yaşama sevincimiz biti, hayatımızın son döneninde biraz rahat nefes alırız diye düşünürken Koronaya denk geldik, kimseyi göremiyoruz, kimse de bizi göremiyor, bahçe dışına adım atamıyoruz, anlayacağın memleketin tozuna hasret kaldık” diye başlayan öylesine şikayet dolu ifadeler kurdu ki işin doğrusu onun yerine biz üzüldük.
65 yaş üstü dostumuz telefonda aşağı yukarı 25 dakika nefes bile almadan konuştu, Ancak anlattıklarının içerisinde bizim aklımızda kalan söylem “Hasret kaldık memleketin tozuna” ifadesi oldu, Bütün dünyayı kasıp kavuran Koronavirüs salgınının insanımızı kendi memleketinin tozuna bile hasret bırakacak noktaya gelmesi nasıl bir sarmalın içerisine düştüğümüzün de en büyük ispatı olsa gerek.
Bizim insanımız Akdeniz ikliminin genel karakteri uyarınca sıcakkanlı bir yapıya sahip, bu özelliği dolayısı ile de yerinde duramayan, gezmeyi, dolaşmayı seven imkan bulduğu her ortamda arkadaşları ile eşi dostu ile bir araya gelmekten keyif alan bir yapıdadır.
Koronavirüs salgını dolayısı ile bırakın şehirden kendi evinin dışına bile çıkamayan milyonlarca insanın içerisine düştüğü bunalımı anlatacak kelimeleri bulmakta gerçekten zorlanıyoruz, birden bire EVDE KAL çağrısı uyarınca evini cezaevine çevirmek zorunda kalan ve kendisini dünyadan izole eden bir kitlenin içerisine düştüğü zor durumu da galiba en iyi anlatan durum “Hasret kaldık memleketin tozuna” ifadesidir.
Bugün haberlerde vardı bir vatandaşımız çalışmak için Elazığ’dan, İstanbul’a gelmiş ve bir otopark görevlisi olarak iş bulmuş, Gündüz otoparkta görev yapan vatandaşımız gecede otoparkta uyuyormuş henüz işe gireli çık kısa bir zaman olmasına rağmen Koronavirüs dolayısı ile çalıştığı otopark kapanınca vatandaş uyuyacak yer bulamamış ve sokaklarda yatmak zorunda kalmış.
Bir anda işsiz-yersiz-yurtsuz kalan Elazığlı vatandaşımız “Hiç değilse memlekete gideyim, bu salgın sürecini evimde çocuklarımla birlikte geçireyim” diye düşünürken şehirlerarası yolculuk yasağının başlaması ile daha kötü bir duruma düşmüş.
Şehirlerarası yolculuk yasağının başlaması ile birlikte İstanbul’da parasız-yersiz-yurtsuz kalan vatandaşımıza civardaki esnaf aralarında para toplayarak yardım etmeye çalışırken birbiri üzerine gelen aksilikler yüzünden hayatı zorlaşan vatandaşımız “Bir an önce şehirlerarası yolculuk yasağının sona ermesini bekliyorum, hiç değilse evime gideyim çocuklarımla beraber olayım, Hasret kaldık memleketin tozuna” diyerek içler acısı durumunu anlatıyor.
Bütün dünyayı kasıp kavuran koronavirüs salgını bizi en basit alışkanlılarımızdan bile mahrum etti, Bu sürecin sona ermesi ve salgının tamamen dünya üzerinden silinmesi sonucu hepimizi bambaşka bir hayatın beklediği muhakkak,ancak en önemlisi de şu sıralar hasret kaldığımız memleketimizin tozuna yeniden kavuşabileceğimiz beklentisidir.