Sosyal hayatın sanallaştığı, teknolojinin gelişip, hızlandığı belirtilen dünyada, her an, her saniye değişen insan gündeminin hızına ulaşan yeni bir şeyin bulunamadığını bir kez daha hissettiğim şu günlerde, günlük programlarınızı alt, üst eden ve hesapta olmayan daha acil işleri öne çeken, yeni bir son dakika haberi ile adeta alt üst olup, yerimde kala kaldım. 


Ve işim, aşım, aşkım olan mesleğim gereği, genelde günün ilk saatlerinde yazdığım haber ve yorumlarımı gece yarısından, yeni umutlar bağladığımız güne ertelerken dünden kalanlarla bugünün gündemini çalan davullar ardından, okunan ezana kadar birbirine bağlamaya çalışırken, sol yanımda bulunan paketin boşaldığını, sağımda bulunan küllüğün izmaritlerle dolduğunu, odamın üzerine dolan dumandan mı yoksa yaşadığım sorunlardan mı nefes alamadığımı bilemiyordum..


Hala aşısını bulamadığımız ve bir yıldan fazladır geçen sürede, başta 60 yıldır kapısında beklediğimiz Avrupa olmak üzere, dünyanın cendermesi olan Amerika'dan bile daha gelişmiş olduğu ileri sürülen sağlık camiasından randevu almak için en az bir saat konuşan otomatik sekreterin sonunda cevap vermesi ve zorda olsa verdiği randevu saatini beklerken gün boyu yaşadığım stresimi Mustafa Özarslan'ın beni hissedercesine 'Moralin bozma türkü dinle, çünkü türküler iyileştirir' deyip moral vermeye çalıştığı müzik eşliğinde yazımı yazmaya çalışıyorum...


Ve kucağımdan düşmeyen bilgisayarımın arka fonunda çalan 'Yaz baharım döndü kışa' diye devam eden sanatçının söylediği türküler eşliğinde yazımı yazmaya devam ediyorum..


Başta içişleri bakanı olmak üzere, yarısından çoğunun değişeceği ileri sürülen, ancak başında bulunduğu bakanlığın, kocasına ait şirkete milyonlarca fatura kestirdiği söylenen bakanında içinde olduğu üç bakanın yenilendiği kabine değişimi, 18 yıldır iktidarda bulunan hükümet gibi, 53 yıldır tıklayan kalbim misali yorgun olan kabineye çokta heyecan getirmeyen değişimin hala nerede olduğu açıklanamayan 128 milyon doları da unutturmayacak gibi görünse de aynı hükümetin bugünlerde ard arda gelen ve gelecek gibi görünen kara haberlerle, benim gibi sarsılmaya devam edeceğini düşünüyorum..


Çünkü hızla akan hayatın içinde, benim gibi hükümetinde gündemini değiştiren son dakika haberlerinin, okyanus ötesi iktidar değişimi ardından bir merkezden yavaş yavaş hızlanarak muhalefete ve muhalif basına sızdırıldığınıda düşünmüyor değildim, beni doğuran annemin yorulan kalp kapakçığında yaşandı sızıntı misali, birçok yeni belge ve bilgileri ”mevcut iktidarın yıpratılması” adına sızdırılacağını düşündüğüm gibi..


Hep açık olan sanal sayfalarının, arka sayfalarından birinden gelen yol ver dağlar, yol ver türküsünün eşliğinde yeni bir güne annem için zorla alabildiğim randevuya ulaşma adına yola çıkmam gerektiğini dumanlı odama gelen çağrıyla anlarken bu yolun sonunun ne olacağını düşünmeden umutla yeniden sarılıyordum, yazımı ve geceyi bitiren karanlığı yırtan güneşin ilk ışıklarıyla yoluma engel olmak isteyenleri aşma adına..