Eski Başbakanlardan Merhum Necmettin Erbakan'ın 25.12.1991'de TBMM’de "Efendim, Amerika'nın hoşuna gitmezmiş, bana ne Amerika'dan, bana ne Amerika'dan! Amerika mı bizi yönetecek?.." şeklindeki konuşması bugünlerde yine herkesin gündeminde.
ABD başkanı Joe Biden’in dudaklarından sanki başka bir ifade çıkacakmış gibi beklenirken geçmişteki ABD başkanları gibi “Soykırım” ifadesini kullanması bu ifadeyi kullanmasından sonra ilgili ilgisiz kim varsa tamamın koro halinde sadece “Kınıyoruz” şeklindeki beylik cümleleri kurduktan sonra bir sonraki ABD başkanının ne söyleyeceğinin beklendiği günlerden birisindeyiz.
Böylesi zamanlarda bizim milli, duygularımızda gündeme bağlı olarak bir anda önemli bir yükselme gösterir, ABD’nin artık bittiğinden, ABD’nin eski gücünde olmadığından, Çok kısa bir zaman dilimi içerisinde ABD’nin yerle yeksan olacağından bahseden milyonlarca açıklama adeta birbirini kovalar.
Bu tartışmalar devam ederken iktidarda bulunduğu dönemde sınırları 22 milyon kilometrekareye çıkan Osmanlı İmparatorluğunun hünkarı Kanuni Sultan Süleyman’ın kendisinden yardım isteyen Fransa Kralı Fransuva’nın annesi Düşes Dangolen’e yazdığı mektup o günkü ve bu günkü durumumuzu çok net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Alman İmparatoru Şarlken ile 24 Şubat 1525’de yaptığı Pavye Savaşı'nda yenilerek esir düşen Fransa Kralı Fransuva’nın annesi Düşes Dangolen’in, yardım talebine cevaben Kanuni’nin yazdığı mektupta şu satırlar güçlü ülke tanımını bir kez daha ortaya çıkartıyor.
“Ben ki, sultanlar sultanı, hakanlar hakanı, hükümdarlara taç giydiren, Allah'ın yeryüzündeki gölgesi ve atalarımın fethettiği Akdeniz'in, Karadeniz'in, Rumeli'nin, Anadolu'nun, Karaman'ın, Rum'un , Dulkadiroğluları Vilayeti'nin, Diyarbakır'ın, Kürdistan'ın, Azerbaycan'ın, Acem'in, Şam'ın, Haleb'in, Mısır'ın, Mekke'nin, Medine'nin, Kudüs'ün, bütün Arap memleketlerinin, Yemen'in ve daha nice ülkelerin ki, büyük atalarımın Allah kabirlerini nurlu etsin karşı konulmaz kuvvetleriyle fethettikleri ve benim muhteşemliğimle de ateş saçan mızrağımın ve zafer getiren kılıcımın gücüyle fethettiğim nice memleketlerin sultanı ve padişahı olan Sultan Bayezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han'ım.
Sen ki, Fransa vilayetinin kralı olan Françesko'sun...”
O günlerden bu zamana kadar aradan çok vakit geçti, Biz gelişmenin tanımı diye düşündüğümüz “Ne zamanki attan inip trene binmekte geç kaldık işte o zaman başımıza bu haller geldi” ifadesinde kendisini bulan zor zamanlara kaldık.
Dün yine bu sütunlarda belirtmiştik, ABD elinde bulundurduğu teknolojik güç ile uzun bir süredir kendisini dünyanın jandarması olarak görüyor, Sınırları içerisinde yaşayan yaklaşık 320 milyon ABD vatandaşını daha iyi şartlarda yaşatmak için dünyada kendisi dışında var olan tüm ülkeleri perişan etmekten bir an olsun geri durmuyor.
ABD’nin gücü herkes biliyor ki sadece silaha dayanan bir güç değil, Hatırlatmakta fayda var ismini “Arap baharı” olarak koyduğu bir çalışma ile bir tek mermi atmadan sosyal medya yolu ile Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da pek çok ülkenin yöneticilerini ve yönetimlerini değiştirdi.
İnternet mecrasında çok kısa bir araştırma yapan dostlarımız başta Facebook –Twitter ve İnstagram olmak üzere artık hayatımızın vazgeçilmezleri olan sosyal medya platformlarının piyasa değerlerini araştırdıklarında bunlardan sadece bir tanesinin bile Türkiye’nin bütçesinden daha fazla olduğunu göreceklerdir.
Hayata geçirdikleri teknolojiyi dünyanın var olan tüm ülkelerine ihraç eden bu vesile ile de olağanüstü paralar kazanan ABD’nin sadece bizi değil pek çok ülkeyi de zorda bırakmasının tek sebebi elinde tuttuğu bu muhteşem ekonomik ve teknolojik güç olsa gerek.
Yine bu sütunlarda belirtmiştik, normal şartlarda ABD’nin bizim için “Soykırım uyguladılar” şeklindeki açıklamasının sinek vızıltısı kadar ses getirmemesi gerekiyor, ancak yıllar yılı nerede ise ekonomimizin tamamını ABD’ye havale ettiğinden olsa gerek böylesi açıklamalar bizi güçsüz bırakıyor.
Aslında bu meseleyi bir daha gündeme getirmek niyetinde değildik ancak son iki gündür yani Joe biden’in açıklamasından sonra Edirne’den, Kars’a kadar olan sınırlarımız içerisinde başlayan “Biz büyük devletiz ABD bizim dünya devi olmamızı istemiyor” şeklindeki akıla ziyan açıklamaları okuyunca ne halde olduğumuzu bir kez daha yorumlamak zorunda kaldık.
Merhum Necmettin Erbakan'ın 25.12.1991'de TBMM’de "Efendim, Amerika'nın hoşuna gitmezmiş, bana ne Amerika'dan, bana ne Amerika'dan! Amerika mı bizi yönetecek?.." şeklindeki açıklaması bizim sürekli bahsettiğimiz “ilimde, teknikte, Fende çağlar üzerinden sıçrayarak ileri gitmekle olur” ifadesinde kendisini bulan “Ekonomide siyasette-teknolojide tam bağımsız Türkiye” hedefini gerçekleştirmek ile olacaktır.
Biz kendimizi toparlayamaz isek bugün ABD canımızı yakar yarın başka bir Emperyalist ülke.
Bizi biz kurtaracağız, başkası değil..