Galatasaray, agresif oyununun ödülünü erken golle aldığı maçta uzatma dakikalarında yıkıldı. Sakat ve cezalı oyuncularla rotasyonu iyice daralan takımın maçın son bölümünde bile bu kadar direkt oynamaya çalışması eleştirilecek ilk husus olsa gerek. Avrupa takımları bu gibi durumlarda kalibreleri ne olursa olsun maçı kapatmayı başarabiliyorlar. Fiziksel ve mental açıdan iyi durumdaki Younes Belhanda ve Sofiane Feghouli 70-90 arası insiyatif alıp oyuna ağırlığını koyar ve takımını rakip yarı sahaya yerleştirirdi. Ama bu ikilinin elinden geleni tam olarak sahaya yansıtmama gerçeği sürüyor. Galatasaray maçın son 20 dakika hatta yarım saatinde rakip takımı geri koşturmayı başaramadığından dolayı kalesinde baskıyı gördü ve en sonunda golü de yedi. Ömer Bayram kariyer zirvesinde olmasa, Mario Lemina Marsilya ve Juventus günlerinden kesitler sunmasa durum çok daha dramatik olabilirdi. Galatasaray’da Ömer Bayram ve Mario Lemina 1,5 hatta 2’şer kişilik performans sergilerken aynı şeyleri Kuzey Afrikalı topçular için söylemek mümkün değil.
İşte bu dönemde kenardan oyunu yavaşlatma ve demlendirme talimatı geldi mi pek sanmıyorum zaten benim de rahatsız olduğum nokta tam olarak bu çünkü Fatih Terim oyuncularından hala ilk 15 dakikadaki agresif presi bekliyor. 85. Dakikada Simon Mingolet-Brandon Mechele-Simon Deli üçgenine Galatasaray 3 kişiyle pres yaptı. İsabetli paslarla presi kıran Club Brugge 15 saniye içerisinde 3 Galatasaray oyuncusunu saf dışı bırakmayı başardı. Bana Fatih Terim’in modern futbolun gerisinde kaldığını düşündürten pozisyonlar bunlar işte. Bunun gibi birçok sahne çıkıyor karşımıza. Ligde böylesine zafiyetlerin cezası şiddetli şekilde kesilmese de devler arenasında her şeyi daha net görüyoruz.
Ömer Bayram-Mario Lemina ikilisine yeterince övgü göstermediğimi düşünüyorum ancak sanıyorum ki ne kadar yazarsam yazayım bu histen kurtulamayacağım işte öyle top oynadı bu ikili.
Son maçlar öncesinde Avrupa Ligi’ne kalma hakkı için rakibinin 1 puan gerisinde bulunan Galatasaray 90+2’de yediği golle 2 puandan ziyade bir de ikili averajı kaybetti. Sarı kırmızılı ekip grubun son haftasında Avrupa’da yoluna devam etmek için Parc de Princes’e Paris Saint Germain’i yenmeye gidecek. Buradan da anlayacağımız üzere Avrupa serüveni mucizelere kaldı.
Son olarak maçın hakemine bir parantez açmak istiyorum. Slovak hakem uzatmaların 6. Dakikasında Yuto Nagatomo’yu oyundan ihraç etmemek haricinde kusursuz bir maç yönetti. Yabancı futbolcuların, yabancı teknik direktörlerin ve hatta futbola yabancı yöneticilerin olduğu ülkede yabancı hakem olmayacak şey mi bunu bize zaman gösterecek.