​Ülkemizde son yıllarda hukuk yönünden alışık olmadığımız, uygulamalar yaşanıyor. Bir zamanlar DEM Partisini kapatmıyor diye Anayasa Mahkemesinin kapatılmasını isteyenler, şimdi PKK’nın meclisteki uzantısı DEM kanalıyla yaşlı, çocuk, asker, polis demeden kırk bin kişinin katili Öcalan’ı TBMM kürsüsünden PKK’ya silah bıraktırması için çağrıda bulunuyor. 
 

26 yıldır İmralı’da danalar gibi beslenen bebek katilinin sözlerini dağdaki PKK’nın ağababaları dinler mi dersiniz?

Olmaz ya hadi onlar dinledi, yıllardır o bölgeye PKK’nın üs kurması için binlerce TIR silah yığan ABD bu işe karşılıksız razı olur mu dersiniz?

Eğer bunun bir karşılığı olacaksa; devlet yetkilileri bunu oldu-bitti ’ye getirmeden yüce Türk Milletine açıklamak zorundalar.

​Anlaşılamayan diğer bir konu, bir devlet kadrosunda görev alacak müstahdemden dahi savcılıklarca sabıka kaydı istenirken, genellikle Güneydoğu Anadolu bölgesindeki bazı belediye başkanlarından bu belgeler istenmiyor mu, eğer isteniyorsa bu bölgedeki belediye başkanlarını terörle iltisaklandırmak ve yerlerine “KAYYUM” atamak nasıl izah edilir, doğrusu bu olayı da yetkililer vuzuha kavuşturulmak zorunda.

Kartalkaya’da Otel Yangını

​Dünya milletleri arasında işyeri kazalarında, tabi afetlerde, trafik kazaları ve maden kazaları vbg. Olaylarda tedbirsizlik ve nemelazımcılık yönünden rekor üzerine rekor kırıyoruz. çTürk milletinin ferdi ve düşünen bir kişi olarak utanmamak elde değil. 
 

En son Bolu Kartalkaya’daki otel yangınında 36’sı çocuk, 78 vatandaşımızı kaybettik. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Ancak hâlâ yangında bir sorumlunun çıkmaması enteresan bir hadise.

Otelleri denetlemek Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı olmasına rağmen, aradan bunca zaman geçti hâlâ ortada yangının direk sorumlusu bulunamıyor. 

Görevini yapmış olmasına rağmen şu anda tek suçlu görünen makam Bolu İtfaiyesi. Turizm Bakanına istifa edecek misiniz diye sorulduğunda bebek ölümlerinden sorumlu “Yeni doğan Çetesi”ni hatırlatarak verdiği cevaba bakar mısınız:  “Sağlık bakanını istifa ettirdi mi ki beni istifa ettirecek.”Pişkinliğin bu kadarına da pes doğrusu.

Ümit Özdağ tutuklanması

​Ümit Özdağ, Antalya’da bir lokantada yemek yerken bir konuşmasından dolayı Cumhur Başkanına hakaret suçlamasıyla savcılıkça soruşturma açılıyor. Soruşturma suçun işlendiği mahalde değil,

Cumhurbaşkanının ve Ümit Özdağ’ın ikamet ettiği Ankara’da da değil, her ne hikmetse İstanbul’da, İstanbul Başsavcılığınca açılıyor.

Ankara’daki konuşmasından bir suç bulunamamış olacak ki, daha önceki konuşmalarından bir suç tedarik ediliyor ve bir siyasi partinin genel başkanı Ümit Özdağ tutuklanıyor.

​Soruşturma ve tutuklama silsilesi peş peşe devam ediyor. Ekrem İmamoğlu bir konuşmasında daha henüz mikrofonu elinden bırakmadan, kürsüdeyken hakkında soruşturma açılıyor.

Ayşe Barım davası

​Rekabet Kurumu’nun, menajerlik şirketleri ve castajanslarına yönelik "tekelleşme" iddiasıyla başlattığı soruşturma, Ayşe Barım’ın kurucu ortağı olduğu ID İletişim şirketini de dâhil etti. Soruşturma çerçevesinde, İstanbul cumhuriyet savcılığı birçok ünlü oyuncuyu ifade vermek üzere savcılığa çağırdı.

​Sonradan öğreniyoruz ki, tıpkı Ümit Özdağ davasında olduğu gibi Ayşe Barım’ın esas açılan menajerliksoruşturmasından değil de, Gezi Parkı olaylarına sanatçıları yönlendirdiği ve bizzat kendisinin de katıldığı iddiaları ile tutuklandığını.

Teğmenlerin Kılıç Çatma Olayı

Teğmenlerin yemin merasiminden sonra and içmeleri ve kılıç çatmalarından sonra haklarında başlatılan soruşturmada “emre itaatsizlik” denilerek haklarında “disiplinsizlik”ten dolayıihraç kararı verildi. Teğmenlerin amirleri Alay Komutan Vekili Albay Alper Topsakal, Tabur Komutanı Yarbay Halit Türkoğlu ve Bölük Komutanı Binbaşı Murat Öztürk ise: “teğmenlere emir vermeyerek disiplinsizliği önlemedikleri”gerekçesiyle ihraç edildi.

Ortada emir olmadığı halde emre itaatsizlik suçu nasıl işleniyor anlaşılması güç bir mesele. 

Doğrusu resmi elbisenin üzerine cübbe giyip tarikat evlerine giden, hakkında hiçbir kovuşturma ve soruşturma açılmayan general örneği duruyorken.

​Şaibeli Ak Partili belediye Başkanlarından bazıları görevlerinden aflarını isteyerek sessiz sedasız kenara çekilirken, rüşvet suçlamasıyla hakkında 213 suç dosyası bulunan Ak Parti milletvekili Zehra Taşkesenoğlu hakkında da hiçbir işlem yapılmadı. 

Bakanlığına fahiş fiyatla bozuk dezenfektan satışıyla devleti dolandıran AKP'li Ticaret eski Bakanı Ruhsar Pekcan gibi kişilere “Yandaş Yukuk” işlenirken, muhalif kişi ve kurumlara “Düşman Ceza Hukuku” uygulanıyor. Allah “Heybedeki Turpların Büyüğünden” Türk Milletini korusun.