Türklerle bir şekilde tanışmış ve az da olsa vakit geçirmiş herhangi bir yabancıdan Türkler'de gördüğü üç önemli vasfı söylemesini isteseniz, eminim ki sayacaklarından biri Türklerin misafirperverliği olacaktır. Zira bizim kültürümüze ve inancımıza göre misafir bir külfet değil, bilakis nimettir...

...

Misafire iyi davranıp ağırlamak ve onu bir bereket vesilesi olarak görmek, kadim kültürümüzün en önemli vasıflarından biridir...

Belki bilenleriniz vardır, eskiden her evin bir misafir odası vardı ki, bu oda en güzel eşyalarla donatılarak sadece misafirler için rezerve tutulurdu. Eve gelen misafir en güzel yataklarda yatırılır, ikram ve hizmette kusur edilmezdi. Misafir ağırlamak adeta bir ibadet sayılır ve misafire hizmet etmekten mutluluk duyulurdu.

Bizler, belde dışından gelen misafirler için vakıflar, imarethaneler, kervansaraylar, köy odaları, misafirhaneler ve konukevleri yapmış ve misafirlerini buralarda en güzel şekilde ağırlamış bir ecdadın torunlarıyız.

Öte yandan, misafirperverlik bizim kültürümüzün bir parçası olduğu kadar, inancımızın da bir gereğidir. Peygamberimiz misafire ikramın hayır ve berekete vesile olacağını müjdeleyerek, "Ümmetimin efendisi ona hizmet edendir” buyurmuştur.

...

Hiç şüphesiz ki misafir edenin uyması gereken kurallar olduğu gibi, misafir olanın da uyması gereken önemli kurallar bulunmaktadır. Biz bu kurallar bütününe "misafirlik adabı" diyoruz.

...

İçinde bulunduğumuz yaz ayları, yazlıkları olanların çokça misafir ağırladıkları aylardır; misafirlerin biri gider diğeri gelir. Fakat ne yazık ki bu ziyaretlerde çoğu zaman edep ve adaba riayet edilmez. Aylarca yüzünü görmediginiz insanlar ansızın kapınızı çalar ve günlerce sizin evde sizden birileriymiş gibi rahatça kalırlar. Misafirdir diye herşeye sineye çeker, elinizden geldiği kadar onlara hizmet edersiniz.

...

Hülasa, kafa dinlemek için gittiğiniz kendi evinizde hizmetçi muamelesi görürsünüz...

Elbette akrabalarla veya yakın arkadaşlarla vakit geçirmek güzeldir, ama her işte olduğu gibi, misafirlikte de bir edep ve uslüp olmalı.

Misafir kısmetiyle gelir, amenna, fakat hangi misafir?

Tabi ki edebiyle gelip edebiyle giden, ev sahibinin halinden anlayan ve onu sıkıntıya sokmayan misafir...

...

İsterseniz, misafirlik adabının neler olduğuna beraberce göz atalım;

- En yakınınız bile olsa misafirliğe öyle çatkapı gidilmez; gitmeden önce haber verilmeli, müsait olunup olunulmadığı sorulmalıdır.

...

"Davetsiz gelen, döşeksiz oturur",

- Misafirliğe giderken mümkünse imkan ölçüsünde küçük bir hediye alınması iyi olur,

- Davet olunduğun yere haber vermeden, beraberinde misafir götürülmez,

...

- Misafir olunan evin hijyenine ve düzenine dikkat edilmelidir,

- Küçük çocukların ev sahibini rahatsız edecek davranışlarda bulunmalarına müsaade edilmemelidir.

- Misafirlikte fazla uzun kalmamalı ve karşı tarafın da işinin olabileceği hususu göz önüne alınmalıdır,

...

Peygamber Efendimiz, “Bir Müslümanın din kardeşinin yanında onu günaha sokacak kadar kalması helal değildir.” buyurmuştur,

Son söz Aziz Mahmud Hüdayi Hazretlerinden gelsin;

Edeple gelen, lütufla gider...