Son dönemlerin en berbat en can alıcı salgınını yaşıyoruz, son elli yıldır dünya ile birlikte bizimde bu kadar çaresiz kaldığımız bir hastalık yaşadığımızı hatırlamıyoruz, Geçtiğimiz mart ayı itibarı ile hayatımıza giren salgın o gün bu gündür bizi derin acılar içerisinde bırakmaya devam ediyor.
Sözünü ettiğimiz bu salgından pansuman tedbirler ile kurtulamayacağımız anlaşılınca son çare olarak 17 Mayıs tarihine kadar “tam kapanma” denilen izolasyon süreci uygulamaya konuldu.
Siz bu yazıyı okurken tüm Türkiye’de 17 mayıs tarihide sona erecek olan “tam kapanma” süreci de başlamış olacak, İçişleri bakanlığının yayınladığı genelge çerçevesinde 17 gün süre ile evlere kapanmış olacağız.
Henüz kapanma süreci başlamadan önce özellikle Marmara bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın çok önemli bir kısmı Osmangazi köprüsü üzerinden Ege bölgesindeki yazlıklarına imkanı olmayanlarda Afyon ve Ankara üzerinden Anadolu’daki yerleşim merkezlerine ulaşmak adına yollara düştüler.
Son dönemlerde 17 gün süre ile evde kalıp kalmadığımızı işin doğrusu hatırlamıyoruz, Geçen yıl belli zamanlarda kapanma olmuştu ancak 17 günlük bir tam kapanmayı sanıyoruz ki ilk kez yaşayacağız daha da önemlisi böylesi bir tecrübeyi ilk kez yaşayacağız.
Bizim mesleğimiz Gazetecilik dolayısı ile 17 günlük sokağa çıkma yasağından en az etkilenecek meslek gruplarının başında geliyoruz, lakin geride kalan milyonlarca vatandaşın bu zamanı nasıl geçireceğini ve neticelerini gerçekten merak ediyoruz.
Türkiye’de herkes 3+1 yada daha geniş evlerde 3-4 nüfus olarak yaşamıyor, özellikle çok fazla göç alan yerleşim merkezlerinde ekonomik olarak henüz normalin altında bir hayat süren evlerde süreç bir hayli zorlu geçecek.
Bizim bire bir tanıdığımız pek çok aile fazla geniş olmayan evlerde anne-baba-gelin-oğul ve çocukların son derece kalabalık bir şekilde yaşadıklarını biliyoruz, Normal bir zamanda yani salgının olmadığı dönemlerde sabah saatlerinde evde çalışanlar varsa işlerine, daha büyükler muhtemelen camiye, kahvehaneye yada çay bahçelerine gidiyor evde kalanlara da daha geniş bir alan kalıyordu.
Şimdi böyle bir durum söz konusu değil, 7-8 kişilik bir ailede herkesin ayrı bir televizyon dizisi var, herkesin evin baş köşesinde yerini almış bilgisayarda işi var, dolayısı ile 17 gün içerisinde sadece televizyon dizileri dolayısı ile evlerde küçük çaplı tartışmaların çıkacağını düşünüyoruz.
Bunlar kadar hatta bunlardan daha önemlisi nafakalarını günlük olarak kazanan insanlarımızın bu süreçte evlerinin ekonomilerini nasıl idare edecekleridir, Sabah erken saatlerde evden çıkıp simit satan, pazarlarda satış yapan, ayakkabı boyayan ve bunlara benzer yüzlerce meslek ile evlerine az çok ekmek götüren insanımızın bu 17 gün boyunca ne yapacakları çok ama çok önemlidir.
Evlere kapanacağımız bu 17 günün sonrasında meydana gelebilecek davranışları bu ülkenin sosyologlarının en ince detaylarına kadar incelenmesi ve buradan çıkacak neticelerin tüm toplum ile paylaşılması bizim en büyük taleplerimiz arasındadır.
Birbirlerini mesai saati bitiminde gören değişen hayat nizamı dolayısı ile akşamları bile aynı yemek masası etrafında bir araya gelemeyen aile bireylerinin 17 gün boyunca 24 saat süre ile bir arada olmaları nasıl bir netice doğuracak, inanın çok merak ediyoruz.
Evlere kapanmak zorunda kalan milyonlarca vatandaşımıza çelik gibi sağlam bir ruh hali ve psikoloji diliyoruz, Umarız 17 gün eve kapanmamızın sonunda son derece sağlıklı günlere kavuşuruz en azından vaka ve kayıp sayılarının azaldığı günleri görebiliriz.
Şimdiden herkese huzurlu ve sağlıklı bir 17 günlük tam kapanma diliyoruz.