Türkiye’de “bir tanımın içini doldurmak adına akılımıza gelen tüm eylemleri yazalım “ şeklinde elimize kalemi alıp yazmaya başlasak içini dolduramayacağımız başlıca ifade “Magandalık” olacaktır.
Sabah saatlerinde uykudan gözlerimizi açıp uyuyuncaya kadar yüzlercesi ile karşı karşıya kaldığımız söz konusu magandalık artık hayatı yaşanmaz bir noktaya geliyor.
Bizim ortaokul yıllarında “Yurttaşlık bilgisi” isimli bir ders vardı.
“Yurttaşlık bilgisi” dersinde ana tema “nasıl iyi insan olunur, bir vatandaşın diğer insanların hayatını zorlaştırmadan zamanını nasıl geçirir?” sorularına cevap bulmak için vardı.
İşin doğrusu o zamanki çocuk aklımız ile “Yurttaşlık bilgisi dersi neden ilkokul birinci sınıftan itibaren okutulmaz da ortaokula başlayınca okutulur, İnsan olmanın birinci yolu diğer insanlara hayat hakkı tanımaktan geçmez mi?” diye sorar dururduk.
Biz “Yurttaşlık bilgisi” dersinin ilk okullarda okutulmasını beklerken yıllar içerisinde baktık ki bu ders önceleri müfredattan sonrada hayatımızdan çıkarıldı.
İletişim dolayısı ile artık dünyanın elimizdeki “akıllı telefon” dediğimiz bilgisayarlara hapsedildiğini bilmeyen yok.
Dünyanın en uç noktasında okuma yazması olmayan bir insan ile ileri gitmiş bir ülkenin en zengin vatandaşının nasıl bir hayat yaşadığını elimizdeki “akıllı telefonlardan” saniyeler içerisinde öğrenebiliyoruz.
Geçtiğimiz hafta Avrupa ligi karşılaşmasında Yunanistan’ın Panathinaikos futbol takımı ile karşılaşan Samsunspor seyircisinin karşılaşma sonrasında kendilerine ayrılan tribünlerde yaptıkları temizlik bir anda karşılaşmada ister istemez olması beklenilen gerginliğin önüne geçti.
Biz böyle bir güzelliği de hatırlayan okuyucularımız vardır dünya kupası karşılaşmasına katılan Japonya’nın seyircisinin her karşılaşma sonrasında maçı izledikleri tribünlerde yaptıkları temizlik üzerinden alkışlamıştık.
Bundan birkaç gün önce Trabzon’un Çaykara ilçesinde bizi utandıran ve bu yazıyı yazmamıza vesile olan bir magandalık yaşandı.
Trabzon’un Çaykara ilçesinde düzenlenen bir düğün töreninde havaya rasgele açılan ateş sonucu bir kişi hayatını kaybetti,iki kişi ise yaralandı, meydana gelen olaylar sonrasında düğün iptal edildi, soruşturma devam ediyor.
Söz konusu havaya ateş açma meselesi artık ciddi bir güvenlik sorunu olmuş durumda.
Sadece havaya ateş açanlar mı?
Trafikte seyrederken “sen beni solladın, Sen bana selektör yaptın, Sen sol şeridi boşalmadın” ile başlayan ve yüzlercesi ile devam eden olumsuzluklar bir taraftan can kaybına yol açarken bir taraftan da sinir sistemimizi harap ediyor.
Var olan yasağa rağmen kapalı alanlarda sigara içilmekte ısrar ediliyor.
Trafikte seyrederken önünüzde seyreden bir araçtan tüketilmiş gıda ambalajları, Kola kutuları, soda şişelerinin yola atılması nerede ise gündelik bir hadise haline gelmiş durumda.
Asker uğurlamalarında başlayan ve gece yarılarına kadar devam eden gürültü sonrası havaya ateş edilmesi konvoylardan ortaya çıkan haykırılaş sonrası en yakın arkadaşlar arasında başlayan ve karakolda son bulan rutin olaylar.
En ufak bir tartışmanın bile dakikalar içerisinde “sen benim kim olduğumu biliyormusun?” ile başlayan kavgaların yaşandığı bir süreç yaşıyoruz.
Apartmanlarda yaşamanın son derece büyük sorumluluklar taşıdığını bilmeyen yok.
Ancak alt kattaki yada üst kattaki komşuların rahatsız edilmesi ile başlayan kavgaların nasıl büyük cinayetlere yol açtığını okuyoruz, seyrediyoruz.
Anlatmaya çalıştığımız ve hayatımızı zehir eden bu magandalıklardan kurtulmak adına alınacak güvenlik önlemleri ve TBMM’den geçirilecek bir dizi kanun maddeleri elbette ki önemli.
Ancak bizim karşımızdakine saygıyı unuttuğumuz şeklinde bir gerçeğimiz var.
Bir yada birkaç insan hayatlarının en mutlu anında yüzlerce binlerce kalabalığın ortasında neden havaya ateş eder?
Bir insan trafikte eşinin çocuklarının yanında trafikte hata yapmış olsa bile bir babaya bir eşe neden saldırır?
Bir insan belli yıllar evli kaldıktan sonra ayrılmak isteyen eşini sokak ortasında neden bıçaklar yada kurşun yağmuruna tutar.?
Bir insan neden büyüklerini saymaz, küçüklerini sevmez?
Bir insan neden ağzı dili olmayan hayvanlara eziyet eder?
Bir insan yolda yürürken neden ağız dolusu balgam çıkarıp yola tükürür?
Bir insan ormanları neden yakar?
Vs.vs. vs.
Yukarıda belirttiğimiz gibi hayatımızı zindana çeviren olumsuzlukların çok az bir kısmını güvenlik önlemleri ve kanunlar ile önleyebilirsiniz.
Ya sonrası.!!!
İnsan olmanın başkasına zarar vermemenin temel yol bize göre eğitimden geçer.
İlkokula başlayan bir öğrenciye verilen fişlerde bilindiği gibi “Ali uyu yat uyu-Ali topu tut” ile başlayan yazılar bulunur.
Halbuki bu fişlerde hayatımızı düzenleyen esasların yazıldığı bilgiler olması lazım.
“Temel eğitim” dediğimizde zaten bundan başka bir şey değildir.
“Yurttaşlık bilgisi” dediğimiz dersin içerisinde dünyamızı daha da güzelleştirecek bilgiler vardı.
Bizim eğitim sistemimiz “başarılı insan “yetiştirmeye odaklı.
Halbuki temel hedef “iyi insan yetiştirmek” olmalı.
O zaman göreceksiniz bizi perişan eden tüm kötülükler birer birer hayatımızdan çıkıp gidecek.
Bizlerde alacağımız temel eğitim sistemi ile iyi bir yurttaş olarak yolumuza devam edeceğiz.