“Eskiden de böylemiydi?
Bir siyasi partinin üyesi olduktan çok kısa bir süre sonra o partiden istifa edip yine saatler içerisinde başka bir siyasi partiye üye olunuyormuydu.?
Hep duyduğumuz “aidiyet-sadakat-mensubiyet” gibi bizi biz yapan değerler bir anda hayatımızdan neden çıktı?”
İle başlayan ve daha yüzlercesi ile devam eden sorulara şu sıralar maalesef verilecek bir cevap yok.
Normal şartlarda partiler arası gitgeller daha çok partilerin il-ilçe-belde teşkilatlarında olur partilerin genel merkezlerinde bulunan siyasetçilerde adeta o siyasi partiler ile özdeşleşmiş bir durumda kalırlardı.
2018 yılında hayatımıza giren Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden önce de partiler arasında hemen her kademeden bir başka partiye gidip gelenler mevcuttu.
Ancak o dönemlerde var olan parlamenter sistem dolayısı ile bir siyasi parti kurmak, kurduktan sonrada yurt genelinde teşkilatlanmak hiç kolay değildi.
Parlamenter sistemde yapılacak seçimde az çok hangi partinin kazanacağı kazanan partinin peşinden ise hangi partilerin geleceği bilindiğinden gönlünden parti kurmak geçenler kolay kolay cesaret edemezlerdi.
2018 yılında “merhaba” dediğimiz Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde Cumhurbaşkanı adayı seçilebilmek adına yüzde elli artı bir oy almak zorunda kalınca bırakın teşkilatlanmasını tamamlamış partileri 300-500 kişiden oluşan gruplar bile haddinden fazla değer görmeye başladı.
İşte o andan itibaren anlatmaya çalıştığımız parti sadakatinin yerinde yeller esmeye başladı.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmeden önceki günlerde var olan siyasi parti sayısına bakın söz konusu sistem hayatımıza girdikten sonra kurulan partilerin sayısına bakın hayretler içerisinde kalacaksınız.
Dünya görüşleri, siyasi fikirleri birbirine tıpatıp benzeyen birden fazla parti göreceksiniz.
Daha dün bir siyasi partinin milletvekili yada o partinin genel başkan yardımcısı iken genel başkan ile yada genel merkez yönetimi ile küçük bir fikir ayrılığına düşen kim varsa o partiden istifa ediyor ve parti kuruyor.
Türkiye’nin nüfusu 85 milyonu geçti, AK Partinin çok uzun süren iktidarı daha iyi bir hayat sürmenin özlemini çeken kim varsa “boşuna okul bitirmenin, ihtisas yapmanın hiçbir faydası ve geçerliliği yok, bir siyasi partiye üye ol nasıl olsa seçimde birinci olacak partinin oyları tek başına yetmiyor, bizim partinin yüzde bir oyu olsa bile bize ihtiyaç var” diyerek anında bir siyasi partinin yolunu tutuyor.
Nerede ise 30 yıldır 40 yıldır beraber hayat süren 4-5 kişilik arkadaş grubunun nerede ise tamamının şu sıra başka başka ve birbirine çok benzeyen siyasi partilerde görev yapmasının tek sebebi yukarıda anlattığımız gerekçelerden dolayı Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bir taraftan var olan sorunlara daha ağır sorunlar yüklerken diğer taraftan da parti aidiyetini yerle yeksan etti.
Parti sadakati birince dostlukta, arkadaşlıkta maalesef bitti.
Bu yüzden hiç kimse işin içinden çıkamıyor.